Aksaray üniversitesi ziyaretim

Cuma günü Aksaray Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Mustafa Acar Beyi ziyaret ederek bir süre sohbet etme imkânı buldum. Ziyaretimin asıl sebebi ise en son yazdığım “ Tarihten Günümüze Aksaray” isimli kitabımı Sayın Rektöre hediye ettim. Kendileri de bana “ Güncel İktisadi Tartışmalar” isimli eserini imzalayarak verdiler. Sohbetimiz hoşbeşten sonra Üniversitemizin çalışma ve gelişimi ile başladı ve zaman zaman Rektör Beyle ilgili yazdığım bazı yazılara sitemle devam ederek adeta geçmişi irdeleyerek günah çıkartmış olduk.
Geçmişle ilgili yazılarımdan dolayı sitemine geleceğim. Önce Üniversitemizin çalışmaları hakkında Sayın Acar’ın bana anlattıklarını sizlerle paylaşayım.
Sayına Acar şunları söyledi: “ üniversitemiz 2002’den sonra kurulan Üniversiteler içinde ikinci sırada bulunmaktadır. Tıp Fakültesi olmayan Türkiye genelindeki Üniversiteler içinde ise 12’nciyiz. Tıp Fakültesi olan Üniversiteler dahil tamamının içinde ise 34’cüyüz. Son dönemlerde 187 olan öğretim görevlilerimizin sayısı 250 olmuştur. Yeni kurulan bölümlerimizin açılması ile öğrenci sayımız 15 bine ulaşacaktır.
Bölümleri olup da öğrencisi olmayan fakültelerimize de öğrenci alarak hayata geçirdik. Malumunuz Veteriner Hekim Fakültemizi bir hayırsever hemşerimiz üstlendi onlar yaptıracaklar. İslami bilimler fakültesi içinde görüşmelerimiz son aşamaya geldi, önümüzdeki günlerde imzalar atılmasını ümit ediyorum. İmzalar atıldığında mesele biter diye düşünüyorum.
Yeterli olmayan açık olan bölümlerin ek binası devam ediyor. Bunlara ilave olarak başka bir dekanlığın binasında bulunan Rektörlük binamızı yaptıracağız. Yine kütüphane için yeni bina düşünüyoruz, en kısa zamanda bunun temelini de atacağız.
Geçtiğimiz günlerde YÖK nezdinde yapılan bir toplantıya katıldım. Burada Üniversitemizin yeni olmasına rağmen burada başarısının alkışlanması bizi son derece onurlandırmıştır” dedi.
Hakikaten üniversitemizde gözle görülür bir gelişme ve ivme göze çarpmaktadır. Cuma namazını da yine Üniversite camiimizde kıldım, öğrencilerin ve hocaların doldurduğu cami çok mükemmel olmuş. Ancak Kütüphaneye geçtiğimde ikindi vakti yaklaştığında kütüphane lavobasında abdest alan bir öğrenci gördüm. Caminin yakın olduğunu neden orada almıyorsun da burada zor şartlar altında abdest aldığını sorduğumda. Caminin vakit namazlarında açık olmadığını söyledi.
Bu beni son derece üzmüştür, din görevlisi kim olursa olsun buraya gelip gitmek zor oluyorsa işini bırakacaksın, ya da başka camide görev alacaksın. Buraya bu cami göstermelik olarak yapılmadı, hiç değilse üç vakit olsun cami açık olmalı. Görüştüğüm öğrencilerde bunu istiyorlar. Benden söylemesi, yetkililer buna çözüm bulmalı.
Gelelim Sayın Rektörün sitemine, geçmişte yazdığım bazı yazıların kesin doğru olduğunu düşünmekle beraber. Mahalli seçimlerde adaylık düşünmediğini, ama benim Karamandan aday mı yazısı yazdığımı ve kendisine neden sormadığımı söyledi.
Aslında ben afaki yazı yazmayı sevmem, araştırır yazarım. Konya’da iç Anadolu illerin de gazetecilik yapan arkadaşların katıldığı bir toplantıda, Karamanda gazetecilik yapan arkadaşlar, “ sizin rektör bizden aday olmayı düşünüyor bunu telefon açıp kendisinden teyit ettiririz” demeleri üzerine yazmıştım.
Sayın Acar da “kendisinin kişisel bir talebi olmadığını, bununla ilgili bir çalışma içinde bulunmadığını” söyledi. Ancak “Karamanda bizi seven dostlar benim aday olmam konusunda bir düşünce içinde olabilirler. Beni tanıyıp sevdikleri için böyle bir konuşma olmuş olabilir” dedi. Demek ki ateş olmayan yerden duman çıkmaz misali dostlar zaten bunları gündeme getirirler.
Bizde zaten bunu söylemek istedik, ama kendisi ne Ankara’da nede Karamanda bir girişim içinde olmadığını söyledi. Sık sık il dışında olmasının böyle bir düşünce içine bizleri itmiş olabileceğini söyleyerek, “ ben zaman zaman doğrudur il dışına gidiyorum ama bunlar konferans içindir” dedi. Bundan sonra iletişimsizliğimizi gidererek daha yakından görüşme imkânı olması dileği ile güzel bir sohbetten sonra ayrıldım.