Ağrı, sağlığımız açısından bir alarm sistemi olarak görülebilir. Ağrı uyaran olarak fiziksel sorunların farkına varmamızda bize muhteşem bir alt yapı sunar. Bölgemiz insanın işe olan ilgilisi malumunuzdur. İş güç derken fiziksel sağlık sorunlarına bağlı ağrı uyaranlarını daha erken yaşlarda hissederiz. Hissedilen ağrılar önceleri çokta önemsemez ve hayatımıza aynı hatalarla devam ederiz. “Ağrı ile yaşamayı öğrendim” diyenleri sıklıkla da duyarız.
Ağrı ile yaşamayı öğrenmek mümkün mü? Ağrılarla yaşamak hangi aşamaya kadar tolere edilebilir? Ağrının çeşitleri olduğunu biliyoruz. Ağrı denilince tek bir tarzda değil birden fazla olduğunu ve bir kas ağrısı ile sinir ağrısının aynı şekilde olmadığını aşikârdır. Kas ağrısını kemik ağrısından sinir ağrısını eklem ağrısından ayıran özellikler vardır. Bu özellikler aynı zamanda ağrının başlangıç seviyesi ile son aşamasına olan gidişte de değişebilmektedir. Yani ağrı aslında bir alarm sistemi de olsa çok daha gelişmiş ve özelleşmiş bir yapıdır. Aynı ton ve aralıkla değil değişen ve bu değişiminde ilerlediğini hissettiren bir sistemdir. Mükemmel bir alt yapısı olan bu esrarengiz sistemin yaptığı uyarıları onla yaşamayı öğrendim diyerek geçiştirmek ne kadar doğru bir yaklaşım olabilir. Aksaraylılar ağrı ile yaşamayı sever mi? Derken aslında bunu kastediyoruz. Ağrı onla yaşamayı öğrenmek için olan bir yapı değildir.
Sağlığınızı ertelemeyin. İş hayatının temposu kendinize vakit ayırmanıza mani olmasın. Kartopu misali büyüyecek sorunlarla uğraşmamak için erken dönemde çözüm arayışlarına girin. Ağrıyı bir başka açıdan görüp önlemler almak için yola koyulun. Zaman kaybının tek kaybedeninin siz olduğunuzu bilin. Sağlık olmadan iş hayatının da çok iyi yürümeyeceğini yaşayarak tecrübe etmeyin.
Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.