Belediyeden Kanuni dizisine tepkisi

Cuma akşamı eski mesai arkadaşım Yavuz Bahadıroğlu’nun verdiği “ Osmanlıda Aile Hayatı” isimli konferansına gittim. Bu konferansı Belediye Başkanı Sayın Nevzat Palta düzenlemişti. Konferansın zamanlaması ile konferansçının konusuna baktım. Sayın Başbakanımızın Kanuni Sultan Süleyman dizisine gösterdiği tepkiyle ötüşüyor. Zamanlama çok iyi, konuda çok mükemmel. Yani Belediye Başkanı Nevzat Beyde tepkisini bir konferansla ortaya koymuş oldu.
Ben konferansa biraz erken gidip salonda oturdum, oturmamın sebebi ise kimler gelip gidiyor diye bir ön izleme yaptım. Gelen misafirlerin nerede ise tamamı aileleri ile gelmişlerdi. Tabi konuda Osmanlıda Aile olunca konferans bayağı ilgi gördü.
Salona 15 dakika kala girdim, salon inanın tıklım tıklım dolmuştu. Ön iki sıra misafirlere ayrılmıştı. Bende orada bir koltuğa kendimi atım, o sırada Başkanla Bahadıroğlu beraber geldiler. Ben konferans başlamadan Bahadıroğlu ile dört yıl çalışmıştım, uzun zamandır görüşmüyordum. Kendisinin yanına giderek hoş geldin dedim. İsmimi çıkaramamıştı, “adını hatırlayamadım bayağı yaşlandım” dedi. Bende ismimi söyleyince Başkana, “Yeni Asya Gazetesinde beraberdik” dedi.
Hey gidi günler hey dedim. Sır pençe romanının 50 sayfasını bana daktilo ettirmişti. Her ne ise konferansın içeriğini Belediye Başkanı Nevzat Beyin konuşmasından anladım. Başkan Kanuniyi böyle tanıtmaya şiddetlice tepki gösterdi. 30 yılı at sırtında geçmiş bir padişahı böyle aşağılamak edep dışı diyerek tepkisini gösterdi.
Geceye Sayın Valimiz ve Rektörümüzde katılmışlardır. Kürsüye çıkan Bahadıroğlu konuya bir şiirle girdi ve hemen ilk cümlelerinde Televizyon dizisine tepki gösterdi. Buradaki Hafıza, Hürrem ve kösem sultanların durumu içler acısı idi.
Konferansta 85 yaşındaki ablasının bile diziden etkilenerek Kanuni Sultan Süleyman düşmanı olduğunu söyledi. Hatta ablasının; “ ne o zehir şişeleri” diye kendisine tepki gösterdiğini söyledi. Hâlbuki Kanuni karıncaların bile ölümüne razı olmadığını onlara bile kıyamadığını anlattı.
Dizide anlatılan kanuninin dizideki halini olsa olsa Roma sarayındaki bir kimse olabileceğini vurguladı. O dönemde ne masa nede daktilo bile olmadığını, yazışmaların sedirlerde yapıldığını anlattı. Ama dizide gösterilen masalar son derece günümüz teknolojisinin bulunduğu dikkat çekiyor.
Sevgi olayının hiç olmadığını, aksine Kanuni çocuklara ve çevresine karşı son derece sevimli olduğunu, vurguladı.
Burada Sayın Başbakanın diziye tepki göstermesini yanlış yorumlayanlara da, bir devletin idarecisi o devletin geçmişine de geleceğine de sahip çıkmak durumunda. Buna tepki göstermeyecek de neye tepki gösterecek dedi. Sayın Başbakanın gezdiği ülkelere bir bakın dün kanuni nereye gitti ise oda o devletlere gidiyor. Bunun bir anlam ve manası olsa gerek demesi enteresandı.
Bunları anlamamak ve Osmanlının aile yapısını yıkmak için gösterilen gayretlerdir. Burada çok güzel bir tespiti ise gözden kaçmadı. Günümüz insanlarının günlük 5 saat film yâda televizyon izleyerek geçirdiğini. Bununda ömrümüzün 17 yılının televizyon seyretmekle geçtiğini. 30 yılının da uykuyla geçtiğini hesap edersen çocukluğu da çıkarın koskoca ömürden 10 yıl yararlanıyoruz. Yani ömrümüz boşa geçiyor, sorulduğunda da vakit öldürüyoruz dendiğini, vakit öldürenlere de aslında ceza verilmeli. Vakit öldürenler kahve köşeleri ve Televizyon başında kendilerini öldürüyor dedi.
Uzun lafın kısası o kadar mükemmel konular anlattı ki, inanın bu konferansı çok insanın dinlemesini isterdim. Başbakanımızın da ülke için bir şans olduğunu PKK terörünün bitmesi ile ülkenin yeniden o dönemlerdeki gibi ekonomik olarak da şaha kalkacağını ve bizi Avrupa gıpta ile izleyecek dedi. AB bizi almaz niye alsınlar 500 yıl adamları dövmüşüz, gerçi durup dururken dövmemişiz ama adamlar bunu unutuyorlar mı? Onun için bizi dün yıkamadılar bugünde yıkamayacaklar derken ümitli konuştu. Ben buraya bir bölüm alabildim, konferansın düzenlemesinde emeği geçenlere Başta Nevzat Bey olmak üzere herkese teşekkür ediyorum.