İlçelere bağlı köyler, ilimizde ki eksiklikler ile Aksaray’ın tarih bölümüne yeterli yer veremediğimi biliyordum. Büyüklerimizin teşviki ve imkânlarımla bir buçuk yıldır bu eksiklikleri gidermek içim çalışıyorum. Ramazan olmasına rağmen son çalışmalarımı da tamamladım. Tabi bu çalışmaları yaparken dağda, bayırda ve tarlalarda hemşerilerimizle sohbetlerime devam etti.
Bu çalışmalarımın yazıya döktüğüm bölümünü Ankara Gazi Üniversitesinde görev yapan akademisyen hemşerimiz İsmail Yıldız okuyup inceliyor. İsmail Bey bunları incelerken ben çalışmalarımı yazıya dökmeye devam ediyorum. Bir ayağım Aksaray yörelerini gezerken bir ayağımda zaman zaman arşivleri inceleme ile geçiyor. Temelimizde Arapça olması nedeni ile Arşivleri incelerken Osmanlıca öğrenmemin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha öğrendim.
Osmanlıcayı okuyup tercüme etmek o kadar kolay olmasa gerek. Kuran bilen herkese Osmanlıca kurslarını tavsiye ederim. Çalışmalarım esnasında birçok akademisyen hemşerilerimle de irtibatım sürüyor. Kendilerinden doküman ve bilgi edinmeyi de ihmal etmiyorum.
Bu konuda akademisyen hemşerilerimle beni tanıştırıp irtibat kurmamı sağlayan Milletvekilimiz Sayın Ali Rıza Alaboyun Beye de teşekkürü bir borç biliyorum. Kendiside Aksaray tarihi aşinası olması nedeni ile elde ettiği birçok dokümanı da sağ olsun bana vermeyi ihmal etmedi.
Kendisi ile yüz yüze görüşmek nasip olmayan ancak teknoloji üzerinden görüştüğüm Çanakkale Üniversitesinden hemşerimiz Doç. Dr. Kürşat Solak hocamla da görüşmeye devam ediyorum. Kendileri de bana bu konuda desteklerini esirgemiyor. Birkaç gün önce kendisinin de Tarihi çalışmaları olması nendi ile bana; “ Erdoğan Bey bu çalışmalar herkesin yapacağı bir çalışma değil, zor ve masraflı çalışmalar. Şahsen ben de dahil her insanın cesaret edemeyeceği bir çalışma yapıyorsunuz, sizi takdir ediyorum. Öyle bir iz bırakmışınız ki, izne geldiğimde farklı köylerde akrabalarım var, sizi oralar da bile tanıyorlar. Sizin gibi insanlara Aksaray da ihtiyaç var” diye beni onura etti.
Kendilerine teşekkür ediyorum, elbette bu tür çalışmalar destek isteyen çalışmalardır. Ama ben şahsen hiçbir kurum ve kuruluştan maddi destek almadan bu çalışmalarıma devam ediyorum. Ben ve benim gibi diğer arkadaşlarımıza da köstek yerine destek olunmalı. Destekden maksadım hiç değilse manen destek verilmeli ve onura edilmeliler. Günümüzde çoğu insanların bir sayfa yazı yazmayı beceremediği bir dönemde araştırarak sayfalarca bir çalışma yapanlara köstek olunmamalı. Bu çalışmalar bir gönül işidir, beklenti için inanın bu kadar çalışmayı kimse yapmaz.
Gezilerim esnasında öyle enteresan olaylarla karşılaşıyorum ki, Demirciden geçerken bir eşek üzerinde giden yaşlı ninemizin resmini çekmek için arabamı durdum ve indim. Beni gören ninemiz; “ amanin siz şu bizim evde tandırda pişirdiğim ağ pahlayı yeyip televizyona çeken adam değimlisin. Gadan alayım bize gel de yine bir ağ pahla pişireyim de yi” dedi.
Eskilin Çukuryurt köyünden geçerken römorkun altında yatan bir hemşerimize yaklaştım resmini çekecem, adam ayak seslerimden uyandı ve bana baktı; “ ya sen şu gezginci adam değimlisin, beni tarlada da mı buldun hemşerim” dedi. Hoş sohbetten sonra oruçla arasını sordum; “ ya gezginci şimdi ne var oruç tutmaya biz öküzle döven sürerken de orucumuzu tutardık. Şimdi her şey tarlada halloluyor, Allah kabul etsin orucumu tutuyorum” dedi. Güzel havada yattığı yerde mazeretsiz oruçlarını yiyenlerin kulakları çınlasın.
Güzelyurt ilçemizin Alanyurt köyündeyim, köyün içini dolaştım sanki şehir merkezi. Her taraf köydes projesi kanalıyla parke taşı olmuş ayağınıza çamur değmez. Bu köyde Urfalı hemşerilerimiz ta Urfa’dan gelip buraya çilek ekmişler yaz boyu son bahara kadar kiraladıkları tarlada çilek yetiştiriyor. Alanyurtlu kardeşlerimiz de tarlasını kiraya vermiş Ankara da boyacılık yapıyor.
Ağaçören Abdiüşağı köyündeyim, söğüt altında oturanların yanına durup selam verdim. Birisi hemen, “ seni ben bir yerden tanıyacağım emme nerden” dedi. Kendimi tanıtınca, “ ha senin ben kitabını okudum yazar değilmisin” dedi. Sonra Abdi ismi üzerinde konuştuk birisi, “ abdi ismi burada bir abdi emmi varmış ondan kalmış” dedi. Hemen öbürü, “ ne abdi emmisi deli Abdi varmış ismini ondan almış” diye müdahale etti. Meğerse burada bir Abdi ağa varmış ismini ondan almış.
Anlayacağınız gezdiğim yerlerde öyle hatıralar elde ediyorum ki, inanın çok keyifli. Benim Anadolu insanım bir başka ve sıcakkanlı. Bunları yeri geldikçe sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.