• BIST 9626.56
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.213
  • Euro 36.6812
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 11 °C

Bu gençler bir âlem

Erdoğan KAYA
 
Bu gençler bir âlem derken, gençlerin tamamını kastetmiyorum. Yazının başında bunu belirteyim ki şimdiden anlaşalım.
 

 Bana zaman zaman internet yolu ile yazı yazan gençlerimiz var, bu gençler çok da çetin ki, bana akıl, yol ve yordam da gösteriyorlar. Yazan gençlerin ekserisi eskiler ve geçmişle ilgili yazdığım yazılardan rahatsız olduklarını gömüyorum desem yalan olur. Demek ki okumuyorlar ve araştırmadan sallıyorlar. Okusalar geçmişi bir karıştırsalar zannedersem bu fikirleri bana yazmazlar.
İddia ediyorum günlük nerede ise 50 sayfadan fazla kitap okuyup yazıyor ve araştırma okuyorum. Okul kitaplarını okumaktan özürlü olanların aklına ihtiyacım yok. Ben bu yaşta okurken onların boş olduklarını görmekten üzüntü duyuyorum. Ama çok doğru, istatistiklere bakınca Japonya da 12 kişiden birisi her ay bir kitap okurken, bizdeki okuma oranı 12 bin kişiden birisi ayda bir kitap okuyor. 
Zaman zaman kendileri ile sohbet de ettiğim gençlerimizin yaşları 20 ile 25 arasında. Bu gençlerimiz bundan on yıl öncesine kadar 10 ile 15 yaşlarında idiler. Onlar geçmişte yaşadığımız olayları bizler yaşarken belki anneleri de çocuktu. 
Bugünkü durumumuzu beğenmeyip geçmişi hatırlamayan bu gençlere hak veriyorum. 1980 öncesi mahallelerin sağ sol meselesinden bölündüğünü elbet de onlar bilmezler. Faili meçhul cinayetleri onlar hatırlamazlar. 1977 yıllarında yaşadığımız ekonomik krizleri nereden bilsinler. Dedelerinin ve yakınlarının akaryakıt kuyruğunda beklerken o dönemin iktidarlarına oy verdiği için levye demiri ile kollarını kıranları nereden bilsinler.
Çiftçinin bir hafta on gün petrol istasyonları kuyruğunda beklediklerini nereden bilsinler. Siz bakmayın bugün meclis de CHP ile MHP’nin bacı kardeş beraberliklerine siz birde 1980 öncesi görse idiniz. Hiçbir karşı görüşlü rozetle istila edilen karşı görüşlü mahallelere giremezdiniz. Bırakın rozet takmayı bıyıklarınıza göre geçtiğiniz mahallelerde hesap verirdiniz. Hesap veremeyince güzelce pataklanır hastanelik olurdunuz. Ama sizler bir şey görmediğiniz için bugünü eleştirebilirsiniz.
Aynı okulda okuyan öğrenciler yandaşları ile beraber gezer, birbirinden ayrılınca tenhada dayağı yerdiniz. Sizin gibi öyle özel odaları, bilgisayarı, dershanesi ve arabası olan bir öğrencilik yaşamadık. Küçücük yaşlarda ya özel evlerde yâda birkaç arkadaşın beraber tuttuğu evlerde kalır aynı tavada yıkamadan 20 gün menemen yiyerek geldik. Sizin gibi annenizin sıcacık yemeğini beğenmezlik yapmadık. Özel yâda devlet yurtlarında her gün çeşitli yemekleri yemedik.
15 yıl öncesine kadar uçağı havada görür resmini bile görmezdik. Her saat araba bulunmaz tatillerde yol boyunda iner kış günü donma pahasına karda yürüyerek köylerimize giderdik. Sizin gibi uçağa binip bir saat de evimize gelemezdik. Tüp nedir bilmez annemiz ocaklarda yemek yapar kazanlarda çamaşırımızı kaynatırdı. Bitimiz piremiz orada kaynatır ölürdü. Öyle sizin gibi doğalgazlı evlerde çamaşır makinesi ile her gün çamaşırımız yıkanmazdı.
Bırakın duble yolları üniversite sınavları için her saat araba ve otobüs olmazdı. Bir gün öncesinden Ankara’ya imtihana gider köhne otellerde yatar ertesi günü sınava giderdik. Kimisinin otel parası olmaz parklarda yatardı. Şimdi ayağınızda sınava girip geri evimize dönemezdik. Hatta çoğu arkadaşlarımız günlük gidip gelecek yeri olmadığı için gittiği şehirde kalacak akraba ve köylü arardı.
Hastalandığında sosyal güvence nedir kimsenin olmaz sadece memurların olurdu. Bırakın doktora gitmeyi ilaç alacak kimsenin parası olmazdı. Her köy ve mahallede sıhhiyeler olur ona parayla ne hastalığı varsa penisilin iğnesi yaptırırdı. Kanseri kimse bilmez insanlar zayıflar ölürdü kurudu gitti öldü denirdi. Sizin gibi ayağınıza tiken batsa hemen doktora koşamazdık. Zaten koca ilçede iki pratisyen doktor vardı biraz durumu iyi olan gidip onlara muayene olurdu.
Evet, 1960 yıllarda işçilerimizin Avrupa’ya yol almasında bile davulla zurnayla karşılandılar ama Türkiye’nin itibarı ve gücü olmadığı için işçilerimizi en adi ve zor işlerde çalıştırırlardı. Nerede ise herkes Avrupa’nın kölesi olmuş gibi oraya hücum ederdi. Sonra adını sanını duymadığımız ülkeler bizden tiksinircesine vize koyarak engellediler. Elbette yaşınız küçük bunları sizler bilemezsiniz.
Bugün Gezi Parkına çıkanlarda bugünü gördükleri için eskiyi bilmemektedir. Çoğu sizin yaşınızdaki gençler, ülkemizin nereden nereye geldiğini kıyaslama imkânları olmadığı için sokaklar da bağırıyorlar. Dünü çok çabuk unutan bir toplumuz, biraz geçmişimize bakıp kitapları karıştırır yâda büyüklerimizi dinlersen nereden nereye geldiğimizi görürsünüz. Allah Sayın Başbakanımıza zeval vermesin sayesinde ülkemizin başı dik sayılır ülkeler arasındayız. O kadar çok yazacak şeyler var ki, buraya sığmaz. Sizler ne olur biraz kitap karıştın. Sizdeki imkânlar bizde olsa idi neler olurdu neler.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Haber Bölge | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0534 325 83 00