Eskil Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Dursun Altan Eskil’imizin yetiştirdiği önemli bir değer…
3 çocuklu bir ailenin en büyüğü…
Kendisi Eskil’de başarılı bir okul hayatının ardından öğretmen olarak o çok sevdiği öğrencilerine bir öğretmenden öte ağabeylik yerine göre babalık yapıyor.
İşte O belki de, daha tarlalarımızın suyla buluşmadığı sadece kurak ektiği birkaç dönüm tarlayla 3 çocuğunu aynı anda okutan bir ailenin evladı olarak önemli zorluklar yaşadı…
Ben de gurbette okuyan bir Eskilli olmanın zorluğunu iliklerime kadar yaşamış biriyim….
Öyle ki birçok öğrencinin memleketinden, akrabalarından ve memleketlerinin önde gelen isimlerinden; doktor, avukat, eczacı gibi isimler hatırı sayılır burs gelirken Eskil’den sizin hesabınıza yatan tek para babanızın; kardeşinizin, annenizin, aileniniz temel ihtiyacını karşılamadan aman evladım gurbet ellerde sıkıntı yaşamasın diye size gönderdiğidir…
Bir Eskil sevdalısı olarak, aynı istikamete bakan insanımıza muhabbetim, sevgim bir başkadır.
Öyle ki sosyal medya hesaplarında, yaşadıkları şehirlerde, yaptıkları yolculukta, askerlikte, okulda…
“Ben Eskilliyim” demeye utanan ve memleketine Konya ibaresini yazanlarla birlikte bir de Dursun Hocam gibi memleketine, onun boz insanına, çocuğuna hizmet etmekten büyük haz duyan kardeşlerimiz yarınlarımız için bendenizi ziyadesiyle umutlandırıyor ki…
O Dursun Hocam ki ona dua eden, öğrenci ve ailelerinden bizzat dinledim ki, kendisinin talebelerine bir öğretmenden öte nasıl kol kanat gerdiğini, gerektiğinde cebinden hiç çekinmeden para harcadığını, sınava girecek öğrencilerini bütün masraflarını cebinden karşılayarak arabasıyla şehir şehir götürdüğünü defalarca duydum. Allah kendisinden onu yetiştiren anne-babadan razı olsun.
İşte Dursun Hoca kim bilir öğrencilerinin hangi dertlerine, tasalarına ortak oluyor onlarla dertleniyor ki geçtiğimiz günlerde çok yerinde bir uyarıda bulundu.
Aşağıda da yer vereceğim o çağrısında insanımıza zekatının önemini anlatmaya çalışırken, “Ey Eskilli kardeşlerimiz üzerinize farz olan zekatı verin, bu zekatı verirken de çevrenizdeki insanlara verin, o kadar ihtiyaç sahibi talebelerimiz var” diyor.
İşte Dursun Altan’ın o çok yerinde mesajı….
İslamın 5 şartından biri ZEKAT. Kuran'ı Kerim de "Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin." şeklinde birçok ayette namazla birlikte zikredilmektedir. Zekat herkesin malumu, uzun uzadıya zekatı anlatacak değilim. Hiç kimse zekat verdim diye böbürlenmemelidir. Zekat, zenginin malı içerisindeki fakirin hakkıdır. Zekat veren kişi, zekatı vermekle hak sahibi olan fakire hakkını teslim etmesinden ibarettir.
Son zamanlarda resmi ve özel birçok Vakıf zeket talep etmektedir. Zekatın verilebileceği yerler bellidir, isteyen istediği yere verebilir. Zekat verirken en yakınımızdan başlamamız gerektiğini düşünüyorum. İhtiyaç sahibi yakınlarımız, akrabalarımız, komşularımız dururken resmi veya özel vakıflara, derneklere, cemaatlere, uzaktaki kişilere zekat vermememiz gerektiğini düşünüyorum. Bir komşumuzun, bir akrabamızın evinde unu yokken, okuttuğu çocuğuna, askere yolladığı yavrusuna harçlık gönderemezken, bizim resmi ve özel vakıflara, cemaatlere zekat vermemiz ne kadar doğru olabilir? Zekatlarımızı öncelikle yakınlarımıza, komşularımıza vermemiz daha yerinde olacaktır.
Resmi ve özel vakıflara, cemaatlere de yardım yapmak istersek, onu ayrıca yapalım bence.
Düşüncelerimi ifade etmem bazı hemşerilerimiz tarafından yadırganıyor. Sen müftü müsün? İmam mısın? sana ne oluyor diyorlar. Ne müftüyüm ne de imamın, ne de vaaz verecek düzeyde dini bir bilgim var. Ama kendi halinde bir Müslüman olarak beynimden geçenleri paylaşmam gerektiğini, bunun da hiç kimseye zararının olmayacağını düşünüyorum. Bu hususta kıymetli hocalarımız bizi aydınlatırsa sevinirim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.