• BIST 9984.62
  • Altın 2976.723
  • Dolar 35.1352
  • Euro 36.6264
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 5 °C

Eskil'in Manevi Mimarlarından Hatıp Hoca'nın Hayatı

Eskil'in Manevi Mimarlarından Hatıp Hoca'nın Hayatı
Eskil'in Manevi Mimarlarından biri olarak kabul edilen Hatıp Hoca Seyit Mehmet Bozdağ'ın bilinen hayatı

hatip_hoca.jpg

 

Resmi kayıtlara göre 1880-1949 yılları, Oğlu Mustafa’nı eşi Gelini Keziban ninenin ifadesine göre 63 yaşında öldüğü yani 1886 olduğu söylenmektedir.  Hatıp Hoca Seyit Mehmet Bozdağ Eskil'de yaşadığı dönemde herkes tarafından sevilen sayılan ilmi yönüyle öne çıkmış Eskil ve Bölgenin Manevi Mimarlarından birisidir.

Ölümü üzerinden 67 yıl geçmesine rağmen Eskil ve Bölgesinde halen konuşulan Hatıp Hoca Seyit Mehmet BOZDAĞ'ın şu anda dünyada 1 oğlu 3  kızı yaşamaktadır. Konya Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli ve Eskil İlçe Özel İdare Müdürü Mustafa BOZDAĞ’ında dedesi olan Hatıp Hocanın Dedesi Molla Ali Dede  Karapınar Karacadağ Ekizli köyünden geldiği bilinmektedir.  Eskil’de bilinen il köyü Filikçi köyü olup sonradan  OKLAVA yaylası, daha sonra Bozcamahmut’a yerleşmiştir.  Kısa bir sürede Tosun’da yaşadığı bilinmektedir. Kardeşleri Filikçi Köyünde Yonus Emmi, İbrahim Hoca(Topal Hoca olarak bilinir) ve Seferberliğe gidip geri dönmeyen Sarı Usta Mustafa ve Akgöl’de Halil Arık efendi ile evli olan Ayşe Ninedir.

Molla  Ali çok çalışkandır ama oğlu Durmuş bir o kadar çalışmaz ehli keyiftir. Hacı Ali dede ölür durmuş dede tüm malı bitirir, âmâ 2 çocuğunu Konya’da medreseye okula salar. Seyit Mehmet (Hatıp Hoca), İbrahim(Topal Hoca), okur ama seyit Mehmet(Hatip hoca)nın zekası ve dehasına kimse yetişemez. Okulunu bitirir köye döner. Kışları Eskil yazları köylere taşınır.

 Hatip hoca ve çocukları evlenmeden durmuş dede ölür. Hatip hoca dede Bozcamahmut’ tan Ayış nineyle evlenir. Hoca dede Filikçi köyü, oklava köylerinden sonra zorunlu olarak Bozcamahmut’a yerleşir. Hatıp Hoca’nın Ayış Hanımından 2 oğlan 1 kızı olur. Hacı recep, Mustafa.. ve Melek. Kızı meleği Akgöl’deki bacısının oğlu Çapanla evlendirir. Melek halanın bir çocuğu olur oda emniyet Amiri Çapan Bozdağ’ın annesi Emine'dir. Hatip hoca dede eskilde bir fevre faga vurmuş. İlmiyle alimi, adaletiyle hakimi olmuş o zamanın idarecilerinin, halkın icazet ve fikir aldığı keramet sahibi muhterem bir zattır Hatip hocanın ilk evliliğinden başka iki evliliği daha vardır.  

aqq.jpg

HATIP HOCA HAKKINDA HALK ARASINDA GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GELEN BİLGİLER

Eskil tarihinin gelmiş geçmiş bilinen en büyük din adamıdır. Keramet ve büyük takva sabi din âlimidir. Yaşarken herhangi bir itilaf vukuunda fetvasına başvurulan, verdiği fetvalar hâkim kararı sayılırmış.

Gaybı Allah bilir. Herhangi bir şeyi kaybolanlar hocaya başvurur, bilinmez cinlerle mi irtibatı vardı yoksa kalp gözümü vardı kayıpların yerini bilirmiş. Bir seferinde koyunumu kuzusu mu, birileri çalmış. Adam götürmüş samanlığa saklamış. Hoca o adamı tenhada görür derki: Ahmet(Ahmet İsmi temsili olarak kullanılmıştır) kuzuyu samanlığa sakladın aç susuz orda ölür hayvancayız der. der ama Ahmet bey sızar --aman hocam ben ettim sen etme der elini, ayağını öper affını ister. Tabii bu arada kuzuyu eve getirir. Kadar ilim irfan sahibiyken zamanın idaresi şeriat idaresini bıraktığı için bu gibi dini eğitimler yasaklanmış ve ilmini irfanını kerametini toprağa gömmüş. Halen Bozcamahmut’ta iki ağacı var diktiği iyi ki o iki ağacı rahmetli dikmiş. Âmâ ilim irfan keramet toprak olmuş.

EMEKLİ İMAM BAYRAM DİNLER'İN HATIP HOCA HAKKINDA ANLATTIKLARI;

Nasıl ki geçmiş toplumlarda hiçbir kavmi hiçbir toplumu peygamberiz bırakmamışsa bu dini idamesi açısından peygamberimizden sonra peygamberler gelmeyeceği için Cenab-ı Allah bu toplumun merhametinden dolayı hiçbir zaman Allah dostlarından (evliyalardan) Allah’tan ayrı bırakmamıştır.

Her toplumda Allah dostları mevcut. Mesela bugün Konya’ya baktığımız zaman, Aksaray’a baktığımız zaman bunları görüyoruz. Lâdik’te bile Lâdikli Ahmet Ağayı görüyoruz. İşte bizim Eskil civarında da hatta obruğu da içine alırsak hamarat bu bölgede bir manevi Şems’ i direk olarak da Hatıp Hoca rahmetlik varmış. Tabi o günün toplumunda inanç yönü yani itikat yönünde bir sıkıntı yokmuş. İnsanlar hep Allah’a inanmışlar, amentü esaslarına inanmışlar, değişik bir ideolojik görüşte hiçbir kimse olmamış belki fıkıh alanında sıkıntılar olmuş.

İşte senin koyun benim tarlaya girerse ne olur İşte benim çocuk onun süt anneyi emmiş ne olur gibi. Böyle fıkhi kaidelerde de Hatıp Hoca rahmetlik varmış. Tabi rahmetlinin fıkıh alanında yapmış olduğu fıkıh alanında fetva konusunda gerçekten rahmetli bir numaraymış. Yani bu dilden dile, gönülden gönüle böyle anlatılır.

Tabi rahmetlinin döneminde kerametleri görülmüş. Bunu da insanlarımız büyüklerimizden duyduk. Şahsen ben Battal Hoca rahmetlik tabi benim hocam olur yani bana ilkin elif be yi o öğrettiydi.

Battal Hoca rahmetlinin Ben sürekli mutlaka ziyaretine varırdım sürekli varır sorar ha bir keresinde de rahmetliden de merak ettiğimden dolayı Hatip Hoca Emmi rahmetliği sordum bilirim yavrucuğum dedi bana 12-13 belki de 15 yaşındaydım ama aklım iyi iriyor biz o zamanlar Karatepe’deydik çocuktum bilirim hatip hoca rahmetlik bir keçesi varıdı böyle cübbe gibi böyle bir cübbesi olurdu kendi kendime söyledim ya bu gün cuma vakti geçti güneş teneriye çıktı Bu ta Karatepe’den Eskil’e Cumayı Nasıl Kıldıracak bende düşündüm çünkü diyor böyle kerametleri benimde kulağıma giderdi. Bozcamahmut ’tan millet görmüş Allah Allah demişler bu adam ne zaman varıp ta eskile varıp ta böyle cuma kıldıracak diye ama sorardık cumayı kıldırmış derlerdi.  Hani bunu bildiğim için böyle Karatepe de Allah Allah güneş çıktı ne zaman gidecek neyse biraz daha durduk ya ne zaman gidecek neyse bir ara dedi ki ben gidecem eskile  gidecem cumaya gidecem  dedim ki   ben de gidiyim yanında  iyi yalnız dedi bana ikimiz madem ikimiz böyle gideceğiz  ben çoban olsam sen bunu kabul eden mi bende ederim dedim  hocam, iyi hadi gidelim öyleyse diyor şöyle düştük gidiyor bende yanındayım haydi koşalım   bizim eskilin şivesin  hadi kopuşalım kopalım dedi bende tamam  şöyle yanımda keçesi böyle yaparaktan azcık koşunca ben dedim hocam ben yoruldum  ee tamam öyleyse hadi  dinlenelim dedi  neyse böyle biraz daha dinlendik hadi yine hazır mısın hadi gide gidelim  ben dedim hocam ben yoruldum ben dönecem ben gitmeyecem  yav  amma yaptın aa  dedi hani beraber gidecektik iyi kal öyleyse dedi ben kaldım. Battal Hocam rahmetlik bana aynen böyle söyledi arkasından baktım uzunca dedi böyle koşarken gitti hatta böyle koştu keçeside böyle yapa yapa gitti. Cübbe gibi böyle yav dedi kayboldu gitti böyle gitti hakikaten de sonra duyduk sorduk Eskil’e gelmiş böyle kalçınlarını omzuna  atar dururmuş ha  böyle cuma namazını kıldırdı böyle biliriz cuma namazını geçirmezdi güzel fetva verirdi biz bunlara şahidiz yani Eskil’i olarak işte çoban bir hata yapsa yahut  ta çoban  koyun güderken koyuna birşey  olsa muhakkak  Hatip Hoca’ya  sorardı. Hatip Hoca’nın ağzından çıkan fetva kabul edilirdi. insanlarda tarafından tabi rahmetlinin ben Bayram Hoca rahmetli Ümmügülsüm ebem de akrabalığı olduğu için yani bunu çok duyardık Pembe ebe(Hatıp Hocanın Hanımı)   bize çok gelirdi. Mesela şu sözleri çok meşhurdur böyle bir zaman gelecek tarlalar delik delik olacak ha bu Kur-an’ı Kerim ‘de bunu böyle almıştır. Tarlalara böyle kuyular açılacak Ha şunu söyleyeyim keşke rahmetlinin böyle yolunda böyle devam edenlerde olsaydı. Tabi o bir ilim saçmış biz buna saçma da diyemeyiz. Ama o günün şartları Kur’an kursları sıkıntılı olduğundan dolayı yolunu devam ettirecek ne yazık ki pek olmamıştı.

Nasıl ki geçmiş toplumlarda hiçbir kavmi hiçbir toplumu peygamberiz bırakmamışsa bu dini idamesi açısından peygamberimizden sonra peygamberler gelmeyeceği için Cenab-ı Allah bu toplumun merhametinden dolayı hiçbir zaman Allah dostlarından (evliyalardan) Allah’tan ayrı bırakmamıştır. Her toplumda Allah dostları mevcut. Mesela bugün Konya’ya baktığımız zaman, Aksaray’a baktığımız zaman bunları görüyoruz. Lâdik’te bile Lâdikli Ahmet Ağayı görüyoruz. İşte bizim Eskil civarında da hatta obruğu da içine alırsak hamarat bu bölgede bir manevi Şems’ i direk olarak da Hatıp Hoca rahmetlik varmış. Tabi o günün toplumunda inanç yönü yani itikat yönünde bir sıkıntı yokmuş. İnsanlar hep Allah’a inanmışlar, amentü esaslarına inanmışlar, değişik bir ideolojik görüşte hiçbir kimse olmamış belki fıkıh alanında sıkıntılar olmuş. İşte senin koyun benim tarlaya girerse ne olur İşte benim çocuk onun süt anneyi emmiş ne olur gibi. Böyle fıkhi kaidelerde de Hatıp Hoca rahmetlik varmış. Tabi rahmetlinin fıkıh alanında yapmış olduğu fıkıh alanında fetva konusunda gerçekten rahmetli bir numaraymış. Yani bu dilden dile, gönülden gönüle böyle anlatılır. Tabi rahmetlinin döneminde kerametleri görülmüş. Bunu da insanlarımız büyüklerimizden duyduk. Şahsen ben Battal Hoca rahmetlik tabi benim hocam olur yani bana ilkin elif be yi o öğrettiydi. Battal Hoca rahmetlinin Ben sürekli mutlaka ziyaretine varırdım sürekli varır sorar ha bir keresinde de rahmetliden de merak ettiğimden dolayı Hatip Hoca Emmi rahmetliği sordum bilirim yavrucuğum dedi bana 12-13 belki de 15 yaşındaydım ama aklım iyi iriyor biz o zamanlar Karatepe’deydik çocuktum bilirim hatip hoca rahmetlik bir keçesi varıdı böyle cübbe gibi böyle bir cübbesi olurdu kendi kendime söyledim ya bu gün cuma vakti geçti güneş teneriye çıktı Bu ta Karatepe’den Eskil’e Cumayı Nasıl Kıldıracak bende düşündüm çünkü diyor böyle kerametleri benimde kulağıma giderdi. Bozcamahmut ’tan millet görmüş Allah Allah demişler bu adam ne zaman varıp ta eskile varıp ta böyle cuma kıldıracak diye ama sorardık cumayı kıldırmış derlerdi.  Hani bunu bildiğim için böyle Karatepe de Allah Allah güneş çıktı ne zaman gidecek neyse biraz daha durduk ya ne zaman gidecek neyse bir ara dedi ki ben gidecem eskile gidecem cumaya gidecem dedim ki ben de gidiyim yanında iyi yalnız dedi bana ikimiz madem ikimiz böyle gideceğiz ben çoban olsam sen bunu kabul eden mi bende ederim dedim hocam, iyi hadi gidelim öyleyse diyor şöyle düştük gidiyor bende yanındayım haydi koşalım bizim eskilin şivesin hadi kopuşalım kopalım dedi bende tamam  şöyle yanımda keçesi böyle yaparaktan azcık koşunca ben dedim hocam ben yoruldum  ee tamam öyleyse hadi  dinlenelim dedi  neyse böyle biraz daha dinlendik hadi yine hazır mısın hadi gide gidelim  ben dedim hocam ben yoruldum ben dönecem ben gitmeyecem  yav  amma yaptın aa  dedi hani beraber gidecektik iyi kal öyleyse dedi ben kaldım. Battal Hocam rahmetlik bana aynen böyle söyledi arkasından baktım uzunca dedi böyle koşarken gitti hatta böyle koştu keçeside böyle yapa yapa gitti. Cübbe gibi böyle yav dedi kayboldu gitti böyle gitti hakikaten de sonra duyduk sorduk Eskil’e gelmiş böyle kalçınlarını omzuna atar dururmuş ha böyle cuma namazını kıldırdı böyle biliriz cuma namazını geçirmezdi güzel fetva verirdi biz bunlara şahidiz yani Eskil’i olarak işte çoban bir hata yapsa yahut ta çoban koyun güderken koyuna birşey olsa muhakkak Hatip Hoca’ya sorardı. Hatip Hoca’nın ağzından çıkan fetva kabul edilirdi. İnsanlarda tarafından tabi rahmetlinin ben Bayram Hoca rahmetli Ümmügülsüm ebem de akrabalığı olduğu için yani bunu çok duyardık Pembe ebe(Hatıp Hocanın Hanımı)   bize çok gelirdi. Mesela şu sözleri çok meşhurdur böyle bir zaman gelecek tarlalar delik delik olacak ha bu Kur-an’ı Kerim ‘de bunu böyle almıştır. Tarlalara böyle kuyular açılacak Ha şunu söyleyeyim keşke rahmetlinin böyle yolunda böyle devam edenlerde olsaydı. Tabi o bir ilim saçmış biz buna saçma da diyemeyiz. Ama o günün şartları Kur’an kursları sıkıntılı olduğundan dolayı yolunu devam ettirecek ne yazık ki pek olmamıştı.

Sonuç olarak bizler tabi Eskil’in bir evladı olarak Hocalarımıza çok saygı duyuyoruz. Onların biz manevi dualarını hissediyoruz. Ama bizde bir Eskil’li olarak yani bu insanları böyle rahmetle anmalıyız diye düşünüyorum. Nasıl ki Ladik te her sene bir Ladikli Ahmet Ağayı anıyorsak bizim Eskilde de hani Eskil’imizin birlik beraberliği açısından da bu tür etkinlik hem dinimizin daha böyle daha hatırlanması, konuşulması açısından böyle bir mimari Eskilimizin manevi mimari alınması hatırlanması ha Eskilimizin birlik beraberliği açısından yani Eskilimizin birlik beraberlik illa bir folklor olayını yahut da bir Eskile Mahmut Tuncer gelmiş ona toplanalım manasında değil yani bu dalda da böyle en azından yılda bir defa böyle Hatıp Hocayı anma adı altında bununda çok böyle hayırlara vesile olacağını söylüyorum. Ki senin elin boş bunu araştır yarın eyvah demeyelim çünkü Hatıp Hoca rahmetliyi şuanda Eskilimizde görenler var, bilenler var. Onlardan da böyle topla. Bizim üzerimize düşen bir şey olursa, bizim de elimizden geleni yapmaya hazırız dedi.

Yaşadığı Dönemde okuduğu Dizeler(Bu Dizeler Hatıp Hocanın Gelini Hacı Mustafa Eşi Hacı Keziban BOZDAĞ tarafından söylenmiştir.)

Sene 60 didi ben hatıp oldum

Olduğum camide cevrerler buldum

İsteyen komşuya parasız verdim

*****************

Ağlayı Ağlayı yaşım kurudu

Kalmadı takatim beden çürüdü

600 hanede namım bir idi

*****************

Sene altmış oldu 5 gidiyom

Dünyanın işleri şaşkın idiyor

Te ezelden gelmiş böyle gidiyor

YAŞADIĞI DÖNEMDE KULLANMIŞ OLDUĞU MÜHÜRLERİ

muhurleri.jpg

 

 Soldan 1.inci Mühürde yazan:Eskil kazai Nefsi Anamur

Soldan 2.inci Mühürde Hatip Seyid Mehmet 928

Soldan 3.inci Mühürde Ömer Bin Şükrü

Soldan 4.inci Mühürde  Esseyid Muhammed

 

2. Mühür deki bilgi Kesin olup diğer mühürdeki bilgiler tam olarak bilinmemektedir.

 

 

 

Hanımı Ayşe Ebe Oğlu Hacı Recep ile resmi

oglu_recep_ve_hanimi.jpg

 Bu resim Çekildiğinde Hacı Recep BOZDAĞ 33 Yaşında diğer Oğlu Mustafa BOZDAĞ Askerde imiş Mustafa BOZDAĞ anamın resmini gönderin demiş ve bu resim çekilerek askere yollanmıştır.

 

 

BOZCAMAHMUT KABRİSTANLIĞINDAKİ MEZARI 

mezari.jpgmezari2.jpg 


 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Haber Bölge | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0534 325 83 00