Bu hemşerimiz benimde tanıdığım olması nedeni ile, “ Erdoğan Bey araştırmacı Gazeteci, Somuncu Baba ile ilgili 30 senedir yazılar yazıyor” diye burada dağıtılan broşür, el ilanı gibi bulduklarını bana getirmiş, iki gün önce beni görünce bana verdi.
“Es-Seyyid Osman Hulüsi Efendi Vakfı” ismi ile 20 sene önce kurulan vakıf elimdeki broşürlere göre Sivas Gürün Belediye Konferans salonunda, “ Somuncu Baba ve Hulüsi Efendi Paneli” ismi ile yapılan panele iki Profesör konuşmacı çağırarak burada panel yapıyorlar. Panele Osman Hulüsi Efendinin oğlu da katılıyor ve izdiham oluyor.
Ben bu broşür ve ilanlara göz atıp okudum, burada Somuncu Babanın önüne Osman Hulüsi efendiyi geçirdiklerini gördüm. Benim bu mübarek zata herhangi bir sözüm yok. Ancak burada nesep ve ahfadının devamı gibi bir durum yaratılması hiç de doğru değil.
Belki Darende’yi bilmeyen olabilir hatırlatmakta fayda var. Darende 14 bin nüfuslu Güneydoğu Anadolu illerinin yolu içinden geçer. Malatya ilimize bağlı bir ilçe. Ben buraya beş sefer gittim, içinden ise daha çok geçtim. İlk gittiğimde Somuncu Baba adına külliye yapıldığını söylediler. Ancak burada ne Somuncu Baba ile ilgili bir çilehane, nede bir ihtihafname vardı. Sadece bir mescit içinde iki mezar.
Mescit olarak adlandırılan bu yerde yıkılmış yeniden yapılıyordu. Araştırdım, Rahmeti Özal ilk parti kurmaya teşebbüs ettiğinde kendisinin de Malatyalı olması ve Osman Hulüsi Efendinin müridi olması nedeni ile kendisini ziyaret eder. Kendisine parti kuracağını ve dua etmesini ister. Hulüsi Efendi de, “ merak etme sen Başbakan olacaksız” der. Hakikaten de öyle olur.
Hulüsi Efendi 1990 yılında vefat edince rahmetli Özal Osman Hulüsi adına bir vakıf kurulmasını ister ve örtülü ödenekten de destek olur. Somuncu Baba adına değil de kendi hocasının adına kurulmasını ve külliyenin de Somuncu Baba türbesinin bulunduğu yere yapılmasını ister. “ Hulüsi Efendi Vakfı” buraya kurulur ve kulliiye yapılır. Vakıf Hulüsi Efendi adına, külliyeyi ise Somuncu Baba adı ile tanıtıyorlar. Biraz daha ileri giderek Hulüsi Efendiyi torunu olarak tanıtıp ikisini özdeşleştirmişler. Dolayısı ile panel ve konferansta böyle tanıtınca Hulüsi Efendinin oğlu da vekili olmuş oluyor ve halk bu paneller de el öpme yarışına giriyor.
Aksaray’dan bahsedilirken ise kısa bir süre Bursa dönüşü Aksaray’da kaldığı ve Yusuf Hakiki oğlunu burada bırakıp Halil Tayyibi oğlu ve Hacı Bayram Veli ile Şama gittiğini, Şam dönüşü Halil Tayyibi ile buraya yerleşerek Hacıbayram Veliyi Ankara’ya gönderdiği yazıyor.
Buraya kadar çok güzel, ama o dönem bunlar nerede kalmışlar, kış günü yapılaşma yok ihtihafhane yok, çilehane yok nerede yaşamışlar? Bu saydıklarım hala burada mevcut, ama orada bunlar yok. Sadece mescit içinde kabir var, kabir zaten dinimize göre mescitte olmaz.
Hiçbir kaynak ve eserde geçmeyen Hulüsi Efendiyi Somuncu Babanın torunu olarak tanıtmak bir kere çok yanlış. Hulüsi efendinin Somuncu Baba ile uzaktan yakından ilgisi yok. Aksaray da bir süre önce idareci olan bir idarecimizde Hulüsi Efendinin cemaatinden olduğu için oda Somuncu Babayı Aksaray’a layık görmemişti. Yusuf Hakiki divanı ile meşgul olmuştu, ama ben bunu kimseye anlatamamıştım. Kimsede Somuncu Babanın hayatı ile ilgili kitap hazırlatmayı düşünmedi.
Adamlar broşür ve dergilerle Somuncu babayı Darende’ye mal etmek için uğraşırken. Bir başka tarikatla özdeşleştirerek çevre illere kadar panel yapıyorlar. Hatta ilimiz ünlülerini de bu panellere davet ederek bakın torunları da burada diye reklam yapıyorlar. Ümit ediyorum ki, bizim külliyemiz ve mübareğin kaldığı ihtihafhanesi ile çilehanesi ile ziyarete gelenlerde iyi bir intiba bırakacaktır. Külliyenin açılışı ile bunu dergi mecmua, görsel ve yazılı basına iyi taşımamız lazım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.