Dün internette eski Bakanlardan Gazeteci Hasan Celal Güzel’in bir makalesini okuyunca hiç şaşırmadım. Bunca bürokratlık, milletvekilliği ve Bakanlık yapmış birisinin kirada oturduğunu okuyunca bana hiçte yanlış gelmedi. Aslında bir kooperatif veya TOKİ’den ev alabilirdi. Maaşı da buna yeterli olacağını düşündüm, ama sonra öğrendim ki, o dönemde büyük masraflarla tedavi görmesi gereken oğlunun hastalığı buna elvermemiştir.
Bazen dürüstlükte insanın başına bela oluyor mu diye düşündüm. Bir önceki yazma çok saygısızca bir yorum yazılmış. “ Gemi batarsa hepimiz batarız” başlıklı yazıma yazılan yoruma Gülen Hocanın bedduası mı tuttudan tutun yazdığım kitaplardan ne kazandın gibi iftiralara varana kadar birçok iftira dolu yorum yazan arkadaşın bu yazısını okuyunca aklıma Hasan Celal Güzel’in söz konusu yazısı geldi. Acaba gerçekten hırsızlık mı yapsaydık, Aksaray sevdalısı değil de düşmanımı olsa idim diye kendi kendime düşündüm. Ama Allah kursağıma bilerek haram düşürmedi İnşallah düşürmezde.
27 yıl devlet memurluğum ve bunun yanında 37 yılına girdiğim basın mensupluğu dönemim esnasında hiçbir zaman lüks hayatım olmadı. Halada lüks bir hayatım yok, mütevazi bir yaşama devam ediyorum. Mevla’m az verip dilendirmesin, çok verip azdırmasın.
İnsan çaldığı çırptığı paraları ne yapar diye düşündüm. Ya bir yatırıma yatırır, ya da bankaya koyar saklar. Hiç bir şey yapmasa bir şekilde harcama yaparak göze çarpar nereden aldın derler. Hamdüsenalar olsun ki, bende memuriyetim döneminde bu tür dedikodulara maruz kaldım. Hatta suçlanıp yargılandım da ama bugüne kadar aldığım en ufak ceza bulunmamakla beraber memuriyetimde disiplin cezası bile almadım.
Memuriyetim esnasında girdiğim kooperatif evim ve emekli olduktan sonra emekli paramla bir araba aldım. Bunun dışında hiçbir aldığım ne gayrimenkulüm var nede bankada bir kuruş hesabım var. Aksine her Türk vatandaşı gibi benimde belli bir miktar borcum bile var.
9 tane kitap yazdım ve Aksaray Tarihi çalışması yaptım. Çok açık ve samimi söylüyorum bunlardan en ufak bir kazancım olmadığı gibi zararda ettim. Borçlarımın bir kısmı bu çalışmalar esnasında yaptığım harcamalardır. Bizim gibi yazarların bırakın para biriktirmeyi, yaşlanınca sokak banklarının üzerinde kefen parası olmadan gariban bir şekilde ölürler.
Şükürler olsun borcumuzun yanında kimseye muhtaç olmadan emekli maaşım var, buna ilave olarakta elimiz kolumuz tutuyor çalışıp ek gelir elde etmeye çalışıyorum. Aksaray için ve tanıtımına katkı olması için bir çalışma yapıyorsunuz buna destek olan kurum ve kuruluş birkaç kitap alsa adımız kaç kitap sattın ya da ne kadar aldına çıkıyor. Allah aşkına bir kitap yazın yazabiliyorsanız sonrada satın para kazanın nasıl kazanacaksanız. Bu kadar seviyesi düşük ve adi bir itham olamaz.
Ben mesleğime, işime ve Aksaray’a aşığım, yazdığım yazılarımı ve araştırmalarımı kabre götürmek yerine gelecek nesle bırakmak istiyorum yazdığım eserlerde herhalde hayatımı yazmıyorum. Birkaçı hariç tamamı Aksaray meselesi ile ilgilidir. Dün sürekli hakkımda iyi şeyler yazıp çizenler ne zaman siyasete adım attım farklı ithamlarla suçlandım. Bu kesimi zaten biliyorum çünkü onlar farklı düşüncelere sahip kesimlerdir. Beni tanımadıkları halde bunları yazanlara hakkımı helal etmiyorum. Dün neden Sayın Başkanı eleştirdiğimde az yazdığımı yazıp bana bir numarasın diyen aynı kişiler bugün başka akıl almaz şeylerle eleştiriyorlar anlamadım, Allah onlara akıl izan versin.
Eleştirdiğiniz bu şahsın hala içinde bir ukde gibi duran şeyler var. Çocuklarıma evlenene kadar bir lüks mağazadan alışveriş yapıp giydiremedim. Siz biliyormusunuz sırtınızda en lük markalardan giysiler varken ben çocuklarımı pazardan giydirdiğimi? Bugün hanginiz pazardan üzerinize alışveriş yapıp giyiyorsunuz? Bir baba için bunların ezikliğini siz baba olunca anlarsınız.
Hamdu senalar olsun ben hayatımdan memnunum. Sizler ne yazar iftira atarsanız atın, boğazımdan bilerek bir lokma geçmemiştir. Bunları konuşan ya da yazanlara hakkımı helal etmiyor müfteri ilan ediyorum. Memuriyetimde gördüğüm iftiralarda aklımızın fazla olması ve üreten bir insan olmam nedeni ile bunun cezasını kıskançlık yapanların iftirası ile karşılaşıyorsunuz. Devlet dairesinde önemli görevlerde bulunanlar her zaman bu iftiralara muhatap olmak durumunda.
Elimize geçen fırsatlarda oldu, ama Allaha şükür bunları hiçbir zaman şahsiyet ve kişiliğime değişmedim. Alnım ak başım dik durmaya çalışıp emekli oldum. Dürüst insanların dürüstlükleri iftira ve töhmet olmamalı. İnsanları kıskanabilirsiniz ama bunu iftiraya değil yarışa dönüştürün. Namusluluk ve dürüstlük bu olsa gerek. Onun için Sayın Güzele çok hak veriyorum, oda geçmişte bunlarla ilgili iftiralara maruz olmuştu.
Bazen dürüstlükte insanın başına bela oluyor mu diye düşündüm. Bir önceki yazma çok saygısızca bir yorum yazılmış. “ Gemi batarsa hepimiz batarız” başlıklı yazıma yazılan yoruma Gülen Hocanın bedduası mı tuttudan tutun yazdığım kitaplardan ne kazandın gibi iftiralara varana kadar birçok iftira dolu yorum yazan arkadaşın bu yazısını okuyunca aklıma Hasan Celal Güzel’in söz konusu yazısı geldi. Acaba gerçekten hırsızlık mı yapsaydık, Aksaray sevdalısı değil de düşmanımı olsa idim diye kendi kendime düşündüm. Ama Allah kursağıma bilerek haram düşürmedi İnşallah düşürmezde.
27 yıl devlet memurluğum ve bunun yanında 37 yılına girdiğim basın mensupluğu dönemim esnasında hiçbir zaman lüks hayatım olmadı. Halada lüks bir hayatım yok, mütevazi bir yaşama devam ediyorum. Mevla’m az verip dilendirmesin, çok verip azdırmasın.
İnsan çaldığı çırptığı paraları ne yapar diye düşündüm. Ya bir yatırıma yatırır, ya da bankaya koyar saklar. Hiç bir şey yapmasa bir şekilde harcama yaparak göze çarpar nereden aldın derler. Hamdüsenalar olsun ki, bende memuriyetim döneminde bu tür dedikodulara maruz kaldım. Hatta suçlanıp yargılandım da ama bugüne kadar aldığım en ufak ceza bulunmamakla beraber memuriyetimde disiplin cezası bile almadım.
Memuriyetim esnasında girdiğim kooperatif evim ve emekli olduktan sonra emekli paramla bir araba aldım. Bunun dışında hiçbir aldığım ne gayrimenkulüm var nede bankada bir kuruş hesabım var. Aksine her Türk vatandaşı gibi benimde belli bir miktar borcum bile var.
9 tane kitap yazdım ve Aksaray Tarihi çalışması yaptım. Çok açık ve samimi söylüyorum bunlardan en ufak bir kazancım olmadığı gibi zararda ettim. Borçlarımın bir kısmı bu çalışmalar esnasında yaptığım harcamalardır. Bizim gibi yazarların bırakın para biriktirmeyi, yaşlanınca sokak banklarının üzerinde kefen parası olmadan gariban bir şekilde ölürler.
Şükürler olsun borcumuzun yanında kimseye muhtaç olmadan emekli maaşım var, buna ilave olarakta elimiz kolumuz tutuyor çalışıp ek gelir elde etmeye çalışıyorum. Aksaray için ve tanıtımına katkı olması için bir çalışma yapıyorsunuz buna destek olan kurum ve kuruluş birkaç kitap alsa adımız kaç kitap sattın ya da ne kadar aldına çıkıyor. Allah aşkına bir kitap yazın yazabiliyorsanız sonrada satın para kazanın nasıl kazanacaksanız. Bu kadar seviyesi düşük ve adi bir itham olamaz.
Ben mesleğime, işime ve Aksaray’a aşığım, yazdığım yazılarımı ve araştırmalarımı kabre götürmek yerine gelecek nesle bırakmak istiyorum yazdığım eserlerde herhalde hayatımı yazmıyorum. Birkaçı hariç tamamı Aksaray meselesi ile ilgilidir. Dün sürekli hakkımda iyi şeyler yazıp çizenler ne zaman siyasete adım attım farklı ithamlarla suçlandım. Bu kesimi zaten biliyorum çünkü onlar farklı düşüncelere sahip kesimlerdir. Beni tanımadıkları halde bunları yazanlara hakkımı helal etmiyorum. Dün neden Sayın Başkanı eleştirdiğimde az yazdığımı yazıp bana bir numarasın diyen aynı kişiler bugün başka akıl almaz şeylerle eleştiriyorlar anlamadım, Allah onlara akıl izan versin.
Eleştirdiğiniz bu şahsın hala içinde bir ukde gibi duran şeyler var. Çocuklarıma evlenene kadar bir lüks mağazadan alışveriş yapıp giydiremedim. Siz biliyormusunuz sırtınızda en lük markalardan giysiler varken ben çocuklarımı pazardan giydirdiğimi? Bugün hanginiz pazardan üzerinize alışveriş yapıp giyiyorsunuz? Bir baba için bunların ezikliğini siz baba olunca anlarsınız.
Hamdu senalar olsun ben hayatımdan memnunum. Sizler ne yazar iftira atarsanız atın, boğazımdan bilerek bir lokma geçmemiştir. Bunları konuşan ya da yazanlara hakkımı helal etmiyor müfteri ilan ediyorum. Memuriyetimde gördüğüm iftiralarda aklımızın fazla olması ve üreten bir insan olmam nedeni ile bunun cezasını kıskançlık yapanların iftirası ile karşılaşıyorsunuz. Devlet dairesinde önemli görevlerde bulunanlar her zaman bu iftiralara muhatap olmak durumunda.
Elimize geçen fırsatlarda oldu, ama Allaha şükür bunları hiçbir zaman şahsiyet ve kişiliğime değişmedim. Alnım ak başım dik durmaya çalışıp emekli oldum. Dürüst insanların dürüstlükleri iftira ve töhmet olmamalı. İnsanları kıskanabilirsiniz ama bunu iftiraya değil yarışa dönüştürün. Namusluluk ve dürüstlük bu olsa gerek. Onun için Sayın Güzele çok hak veriyorum, oda geçmişte bunlarla ilgili iftiralara maruz olmuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.