Hatta kadın erkek anlaşmazlığından dolayı cinayetlere bile tanık oluyoruz. Bazen şunu bile söylüyorum, şiddet ve cinayette töre uygulayan iller arasına girmişiz. Malumunuz 2012 yılında o kadar aile içi cinayetler yaşadık ki, sanki töre uygulayan iliz. Bunalan, ekonomik sıkıntısı olan kolayı bulmuş, hemen hanıma şiddet yâda cinayet. Birkaç gün önce bir haber de gördüm zalimin birisi eşinin dişlerini pense ile çekmiş, ne vicdansızlık bu ya.
Peki, birçok ilde kadın sığınma evleri varken neden bizde yok diye aklımıza gelebilir. Hatta Belediye Başkanlığı seçimlerinde birçok adayın seçim beyannamesinde kadın sığınma ev projesi olur, ama iş başına geçince bunlar unutulur. Neyse ki haberimiz olmasa da bir sığınma evimiz var. Milletvekili Sayın İlknur Hanım bu konuda gayretli çalışıyor ve sığınma evini müstakil olarak yapılmasını sağlamaya çalışıyor.
Bir ara bu konuyu Televizyon programında gündeme getirmiştim inanın olumlu tepkiler aldığım gibi, olumsuz tepkilerde aldım. Hatta “ bir bu eksikti, kadınları bize karşı ayaklandırmak mı istiyorsunuz? Ara sıra pataklıyoruz, şimdi hanım elden gidecek diye sesimizi çıkaramayacağız” diyenler oldu.
“İyi ki bu konuyu dile getirdiniz, Allah sizden razı olsun” diyenlerin sayısı inanın az değildi. Hele bu konuda en çok kadınlardan olumlu tepki aldım.
Bazı erkekler, herkesin karısı kızı var. Öyle insanlar var ki, hanımını sanki köle görüyor, canı sıkıldıkça dövüyorlar diyen duyarlı insanlarda az değildi.
Beğenirsin beğenmezsin, eğer anlaşıp uyuşamıyorsan, kardeşim aklın yolu bir. İki medeni insan gibi ayrılacaksın. Boğuşup kavgalar etmeye gerek yok, hatta gurur meselesi yapıp cinayet işlemeye bile gerek yok. Herkes yoluna devam ederek hayat sürmeli.
Hiçbir şey dünyanın sonu değil, ne adam öldürmek çözüm, nede dövmek. Bunlar küçük düşüncelerden başka bir şey değil. Bakın ilimizde zaman zaman aile geçimsizliğinden dolayı cinayetler işleniyor. Hatta ayrıldıkları eşlerini bile öldürenler oluyor. Neymiş neden başkası ile görüşüp evlenmeye hazırlanıyormuş.
Be kardeşim sana ne, sen evlenince bir şey yokta kadın evlenince kıyamet mi kopuyor. O kadar sevip kıskanıyordun da neden ayrıldın? Bizim bir atasözümüz var; “ Boşadığın kadının topuğuna geri dönüp bakma” diye. Ya geri dönüp bakma, ya da boşama.
Ardından cinayetler, olan kime oluyor, geride kalan yetim yavrulara. Eğer kadınların ekonomik özgürlükleri olsa bu kadar şiddete maruz kalırlar mı? Hatta kalkıp hanıma bile hizmet eden erkekler çoktur.
Eğer kadınların Allah korusun gidecekleri bir yerleri yok veya sahip çıkanı yoksa vay zavallıların haline. Birde kocası adam insan evladı değilse. Hemen hemen demeyim de bu şiddeti uygulayan erkeklerin ekserisi ekonomik güçleri olmayan erkekler. Evinin ihtiyacını göremeyince, işi şiddete başvurarak hanımı susturmakta buluyorlar.
Hani dedim ya kadının birde gideceği yer yoksa diye. Bazen de gidecek yeri olsa da. Gittiği yerde bir boğaz eksilsin diye kadınları dengi olmayan veya istemediği erkeklere verip kurtulmaya çalışmıyorlar mı? Ondan sonra ikinci bir facia ardından geliyor. Birde oradan birkaç çocuk çık işin içinden çıkabilirsen.
Öyleyse ilimiz için kadınlar için bir sığınma evi şart. Şiddete maruz kalan kadınların sığınacakları bir ev. Peki, ben bunu Televizyonda konuştuktan sonra beni arayan bir bürokratımız ; “kadın sığınma evimiz var, ama bunu bizim burası küçük yer olduğu için saklı tutuyoruz. Bu tür şiddete maruz kalan ve bakılmayan hanımlar Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne başvursunlar” dedi.
Ne güzel buna çok sevindim. Şiddet gören hanımlara duyurulur, keyfi yere dayak yiyip şiddet görmekten kurtulsunlar. Ayıp olur diye vicdansızlara dişlerini pense ile çektirmesinler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.