Kargaşadan medet ummak

      Darbe girişimi sonrası Olağan Hal uygulanmaya başlayınca Fetö terör örgütü mensupları Emniyetçe toplanmaya başladı. Ama bakıyorum Kurt izi Kuzu izine karışmaya başladı. Kurtlar kuzu olmuş bakıyorum ellerinde bayraklarla meydanlarda bayrak sallıyor. Bazı kuzularda Kurt olmuş hesabı olduğu kişilerden intikam almaya çalışıyor. Hatta bazı Fetöcüler dün kendileri ile mücadele edenleri Fetöcü diye ihbar ediyor. Emniyetin bu işin içinden çıkması bir mucize işi olsa gerek. Ama en güzeli ellerindeki 15 Temmuz öncesi istihbarat bilgileri ile hareket ederlerse düğümler tespih tanesi gibi dökülüp gelir.

       Ben bu yapı ile ilgili 2006 yılından bu yana mücadele edip bu hainliği dile getirmişimdir. Hamdolsun onların kapılarının önünden bile geçmediğim gibi yıllardır bu örgüt üyeleri bana selam bile vermezler. Hatta zaman zaman kendilerini eleştirdiğim için tartıştıklarım olmuştur.

      Dün ki yazımda Emniyet Müdürümüze atfen bir paragraf yazmıştım. Sayın Müdürüm 2010 yılındaki tahşiye soruşturmasını açın. Orada El Kaide üyesi iftirası ile içeri aldıklarına Emniyet bünyesinde, “ neden Fetullah Gülen hakkında konuşup eleştiriyorsunuz” sorgusunu soran polisler nerede? Şimdi çok merak ediyorum ellerini sallayarak geziyorlar mı yoksa bugün devletçi olup terör örgütü üyesi diye kendi mensuplarını mı sorguluyorlar?

      Bunların dışarıda gezmesini görmek bana bu örgütle mücadelede samimiyet olmadığını ararım. Aksaray bir paralel cennetidir. Madem öncelik kamu kurum ve kuruluşları öyleyse bu kurumlardakilerini bilmeyen yoktur. Her ne kadar ellerinde bayrakla halkın içine karışsalarda bunlar bulunup çıkarılmalıdır. Sivil vatandaşları zaten bilmeyen yoktur. Yoksa 2010 yılında tahşiye dosyasındaki Fetullah sorgusunu soranları ben buradan yazarım, bunda çok kararlıyım. Yıllarca ben bu örgütle mücadele etmişim ve ne olduklarını yazan bir gazeteciyim.

      Dün ki yazdığım yazıda konu particilere düşman olanlar onları yıpratmaya çalışarak dedikodu çıkarttıklarını yazdım. İl Başkanı Karatay dan tutun Belediye Başkanı Haluk Yazgıya kadar cemaatçi dedikodusu yayanlar havasını alır. Yine söylüyorum ben ne kadar cemaatçiysem onlarda o kadar cemaatçidir. Aylardır bu cemaatin ne olduğunu ekranlarda anlatan İl Başkanı Kadir Karatay değil mi?

      Türkiye’de hiçbir Belediye Başkanı Fetö örgütünün üzerine gitmezken Sayın Belediye Başkanı Yazgı onların gayri resmi işgallerini yıkarak, “ siz burada terörist yetiştiriyorsunuz” diyen. Bu camiadan olan bir insan siz terörist yetiştiriyorsunuz diyebilir mi?

      Biraz daha açmam gerekirse, 17 Aralık operasyonu öncesi bu Fetö örgütü ile mücadele eden Sayın Cumhurbaşkanımızdı tek başına bu örgütle mücadele etti. Kendi partisi içinden bile bu mücadeleye karşı çıkarak insafsızlık ediyorsun diyenler. Bugün yanılmışız diyebilecek kadar basit insanlar. Cumhurbaşkanımızın yanında olup açık ve alenen bu camia ile mücadele eden Tahşiye gurubu açıktan bu yapılanma ile mücadele etmiştir. Bundan dolayı Tahşiye gurubunu El Kaide örgüt üyesi adı ile içeriye sokan Fetö örgütüdür.

      Kimse kusura bakmasın Sayın Yazgıda 2006 yılından bu yana Tahşiye gurubuna destek vererek Fetö terör örgütüne karşı olan bir insan. Yazmayım dedim ama bu iftiracılar bunu bilsinler diye yazıyorum. Fetö okullarını yıkması ve Yazgının kendilerine siyasete girmeden önce karşı olduğunu bildikleri için ondan intikam almak istiyorlar. Ben Sayın Yazgının bu yönünü yakinen bildiğim için ben ne kadar Fetöcüysem Yazgıda o kadar Fötöcü diye bundan dolayı söylüyorum. Herkes o cemaatle içli dışlı iken Yazgı yıllardır onlara karşı mücadele etti.

      Bu mücadelede siyaset ve küskünlük olmadığı gibi, intikam ve öç almada olmamalıdır. Eğer darbe başarılı olsa idi bugün bu iftira ve yalan ihbarda bulunanlar meydanlarda değil içerde olacaklardı. Onun için bu hainlikten önce kurtulmanın hesabı yapılmalı.

      Şimdi karalama ve yalan beyanlarda bulunma zamanı değildir. İlk günden bugüne ilimizde siyasi partilerimiz, Belediye Başkanı Yazgının yaptığı fedakârlık göz ardı edilemez. Milletvekillerimiz darbe gününden itibaren darbeye karşı çıkıp mecliste çelişirlerken, hafta sonları halkımızın yanında olmuşlardır. Gün birlik günü zaman iftira atma zamanı değildir.