Fizik tedavi ve güncel sağlık sorunları köşesi
Migren, otonom sinir sisteminde disfonksiyon sonucunda meydana gelen bir hastalıktır. Migren, sürekli olarak ve nöbetler halinde kendini baş ağrısı oluşturan bir rahatsızlıktır. Migrende baş ağrısı tipik olarak nöbetler halinde oluşur. Migren başlangıçta tedavi edilmezse birkaç saat içerisinde en şiddetli halini alır ve dayanılmaz hale gelir. Migren ağrıları 4-72 saat kadar devam eder ve dayanılabilirse kendiliğinden biter. Migren tipi baş ağrıları günün her saatinde başlayabilir. Migren ataklarında mide bulantısı, kusma, ışık ve sese karşı hassasiyet, baş dönmeleri, depresif hal, görme kaybı meydana gelmesi, belirli bölgelerde uyuşukluk, konuşmada bozulma gibi belirtilerle baş ağrısıyla birlikte biri veya daha fazlası görülebilir.
Migren tipi baş ağrısı olan bireyler bu ağrıyı başlatan veya tetikleyen faktörleri fark etmektedirler. Oluşan belirtiler, kadınlarda adet geçirme zamanları, parlak ışık, alışılmıştan az ya da fazla uyuma, hava değişikliklerinin yaşanması, aşırı derecede açlık, alkol kullanımı, stres oluşumu, bazı gıdaların tüketilmesi veya gıda katkı maddeleri migren tipi baş ağrılarını oluşturur. Modern çağın hastalığı streste migreni tetikleyen en önemli unsurlar arasındadır. Migren bayanlarda erkeklerden daha çok görülür. Kadınlarda çoğunlukla orta yaşlarda meydana gelir. Migren hastaların çoğunda 40 yaşından önce görülmeye başlar. 50 yaşın üstünde olan kişide migren başlama ihtimali azdır.
Tedavi konusunda net bir yöntem ortaya konamasa da günümüzde çok farklı tedavi yaklaşımları denenmektedir. Tedavide yapılması gereken hastanın iyi bir değerlendirme için dinlenilmesi gerekir. Atakları tetikleyen etkenlerin tam olarak ortaya konulması gerekir. Bireyde hassasiyet oluşturan unsurların iyi analiz edilmesi gerekir. Başlama yaşının ve ne kadar süredir ataklarla yaşadığının not edilmesi gerekir. Atak sıklığının nasıl başladığı ve ilerlediği belirlenmeli ve hastalığın en son geldiği noktaya nasıl ilerlediği görülmelidir. Tedavi de önemli olacak bir diğer nokta aile öyküsünün olmasıdır. Bunun yanı sıra beslenme şekli, yaşam tarzı, alışkanlıklar, hobileri, uğraştığı spor dalları ve mesleğin ataklar üzerine etkisi unutulmamalıdır. Hastanın hayatı boyunca geçirdiği hastalıkların da sorgulanması da önemlidir. İyi bir değerlendirme tedavinin kalıcı ve etki olmasında önemlidir.
Hastanın iyi bir değerlendirmesinden sonra uygun tedavinin belirlenmesi gerekir. Burada tek bir yaklaşımla hastaya bakmak yetersiz olacaktır. Farklı yöntemler ve tavsiyelerin içinde olduğu bir yaklaşımlar daha kalıcı sonuçlar elde etmede faydalıdır. Hastaların tedavisi boyunca iyi takip edilmesi ve şikâyetlerinin nasıl değiştiğinin not edilmesi önemlidir. Tedavisinin olumlu yönde ilerlemesi bireyin katılımını ve ruhsal olarak rahatlamasını sağlayarak tedaviye artı bir puan katar. Tedavi bitiminden sonrada hastanın hayat boyu takibi gerekir.
Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.