ANKARA AKSARAYLI BAŞARILI KADINLARIMIZLA GURUR DUYUYOR.
Aile İçi Şiddeti İletişim ve toplumsal sorunlar derneği Genel Başkanı Zeynep Göktaş yaptığı seminer ve konferanslarla ilgi odağı oldu.
06 Nisan 2018 Cuma 20:27
Türkiye'nin birçok vilayetinde derneği olan bu STK platformu kadına yönelik aile İçi Şiddetinin artmasıyla birlikte onların yanında yer alıyor. Aksaraylı olan Genel Başkan Zeynep Göktaş Aksaray'da ASÜ Aksaray Üniversitesinde, Aksaray Emniyet Müdürlüğünde ve Aksaray Barosunda bu konuyla ilgili konferans vermek istiyor.
Sitemize bu konuda bilgi veren Aile İçi İletişim ve Toplumsal Sorunlar Derneği Genel Başkanı Zeynep Göktaş " Bu ülkede, geçim sıkıntısı, işsizlik, eğitimde fırsat eşitsizliği, yolsuzluk, rüşvet, özgürlük, sansür konularına çözüm bulunmadığı gibi son zamanlarda kadınlarımıza yönelik şiddet ve çocuk istismarı maalesef önemli ölçüde artmıştır.
Ülkemizde kadınların fiziksel özellikleri her zaman tartışma konusudur. Yani “güzel” olmak zorundasınız!
Hangi ortama girerseniz girin, ilk olarak dış görünümünüz iz bırakır. İş yeri, devlet dairesi, alışveriş yaptığınız yerler hiç fark etmez. Biraz eliniz ayağınız düzgünse göreceğiniz muamele farklı olacaktır. İş yerinde geleceğiniz mevkide bile güzel olup olmamanız çok şey değiştirir.
Vücudunuz her zaman tartışıma Konusudur..
Sizin neler yaşadığınız konusunda hiçbir zaman bir fikre sahip olamayacak bu insanlar için söylenecek tek şey var. Herkes kendi işine baksın.
Kadınsanız, “duygusal” olmakla ya da “demir leydi” olmakla suçlanırsınız. Hiç kimsenin tepkisiz kalamayacağı bir noktada, duygularınızı ortaya çıkarırsanız “ kadın işte!” damgasını yemeğe hazır olun. Ya da sağlam durmaya çalıştığınız konular için “taş kalpli” sıfatını almaktan çekinmeyin. Nasıl olsa her iki durumda da kimseye yaranamazsınız.
Kadın olmanız eksiklik olarak değerlendirilir.. Yumuşak görünmeniz, iyi bir dinleyici olmanız, anaç yaklaşımlarınız ne yazık ki profesyonel hayatta işinizi zorlaştırır.
Belki çocuk sahibi olmak istemiyorsunuz. Veya kariyer yapmak çok da umurunuzda değil. Amacınız sadece istediğiniz gibi bir yaşam sürmek, hırslardan ve kaygılardan uzak. Ama günümüzde bunu yapmanıza kimse göz yummaz. Toplum, dergiler, ekranlar, bilim dünyası, size her zaman “daha fazla” için baskı yapar. Yani “kariyer de yaparım çocuk da.” Bu noktayı aştıktan sonra baskılar bitmez. Daha, daha… İşin kötüsü, siz bunları yaşarken, en büyük düşmanınız hemcinsleriniz olur. Kendilerini var olduğunu sandıkları düzeni korumaya adayan kadınlar yolunuza ilk çıkanlardır. Adı anne, abla, kardeş, arkadaş, mesai arkadaşı ya da patron olabilir.
Bu ülkede eğer kadın iseniz ve öncelikle çocuklarınız için çalışmak zorunda iseniz, evli, dul, bekar fark etmez sizden işverenin büyük bir çoğunlukla beklentisi oluyor. Dürüst olmanız, doğru olmanız onlar için fark etmez.
Sizin bir anne olduğunuzu, çalışmak zorunda olduğunuzu aklına bile getirmez, amacı bellidir.
Çünkü memleketimizde maalesef, sosyal güvenlik sistemi, sağlık sistemi, eğitim sistemi istenilen düzeyde değildir. Böyle olunca da eğer ki namuslu bir kadınsanız ve taviz vermezseniz aç ve açık kalmışsınız demektir.
Sonuç olarak, kadın olarak toplumda yaşamak çok zor." dedi
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2010 Haber Bölge
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.