ATSO SEÇİMİNİN TADI KAÇMIŞ

       ATSO seçimlerine müdahil olmayan iktidar partisi bu işten sorumlu diyorum. Nedenini de anlatayım katılırsınız katılmazsınız, ama adayların dışında herkesin bana katılacağına şüphem yok.

      Önce birkaç örnek vererek konuya gireyim, eskiden iktidar partileri ATSO’ya bir aday çıkarırlar, yâda Belediye Başkanları birer aday gösterir karşılarında çıkarsa bir aday çıkar çıkmazsa iktidarın adayı seçimi kazanır, bu kadar çekişme de olmazdı.

        Ak Parti iktidarına kadar da bu iş böyle yapılıyordu. Nedense bizim Ak Parti mensupları sanki siyaset yapmıyorlar, bu kurumlar kendilerine gerekli değilmiş gibi sivil toplum kuruluşlarını ellerinde tutmayı hiç denemiyorlar seyrediyorlar. Buna döneceğim ama önce yaşadığım hadise ile başlayım.

       Osman Ertuğrul döneminde Belediye meclis üyesi olan Mustafa Saatçioğlu’nu Ticaret Odasına Ertuğrul MHP adına aday çıkardı. Yanılmıyorsam karşı tarafta da Ramazan Abaklı vardı. Ben Belediyede Basın Yayın ve Kültür Müdürü idim, Ertuğrul beni çağırdı Saatçioğlunun adayları olduğunu ve benimde basın olarak kendisine destek olmamı söyleyerek beraber çalışmamızı istedi.

      Mustafa Bey ve Ertuğrul hayatta bunun yanında rahmetli Bülent Kulak da beraber çalışmaya basını gezerek başladık. Sonra seçime bir ay kala Belediyeden her gün Saatçioğlu ile ilgili basın bülteni yazılarak mahalli basında her gün manşet haber çıktı. Çalışmalar tamamlandı seçim başladı seçim esnasında Ertuğrul bizzat seçim salonunda gün boyu durarak adayına destek verdi.

      Gurupların belli olması ile Ertuğrul bizim adayımız Saatçioğlu aday karşı aday istemiyorum diyerek ATSO Başkanını MHP’li bir meclis üyesini seçtirdi. Neden seçtirdi sivil toplum kuruluşlarından birisini yanına alarak çatlak ses çıkmasını önlemiş oldu. O gündür bugündür nerede ise bu camiaya yakın insanlar sivil toplum kuruluşlarının başkanı.

      Şimdi bakıyorum koskoca bir iktidar partisinin çıkardığı bir aday yok. Neymiş efendim her gurup ve adaylardan ekseriyeti arkadaşları imiş. Yok, arkadaşlar bu beni kesmez, ben iktidar partisi isem bana muhalefet bile olamayan iktidar partisine sivil toplum kuruluşlarının Başkanlığını vermem. Aslanlar gibi çıkarır adayımı desteklerim, mensuplarımı da yönlendiririm. Siyaset yapıyorsan bu bir siyasetin gereğidir. Yarın o zaman bu kuruluşlardan iktidara gelecek eleştirileri de kabulleneceksin, bu kurumları elinde tutamazsan atılan oklara da razı olacaksın.

       Suya sabuna dokunmayım siyaseti beni kesmez. İktidarı ile sivil toplum kuruluşu ile ben her şeyi elimde tutmalıyım, tutamıyorsan parti mensuplarında ister istemez başkalarına koltuk değneği olur. Herkesin emmisi var dayısı var, partiyin mensupları bu sefer başkalarına hizmet edip yamalı bohça olmaya devam eder sende seyredersin. Ak parti gibi bir partinin böyle seçimleri seyretmesini kesinlikle kabul etmiyorum, mensuplarının da ona buna çalışmasını kabul etmiyorum. Yarın senden görünende görünmeyende seçimden sonra aslına ruju edip düşüncesindeki yerini alacaktır.

       Burada seçime giren gurup ve adayların hiçbirisine sözüm yok. Elbette herkes çıkıp adaylığını açıklayacak ve demokratik hakkını kullanacaktır. Efendim MHP ve CHP ittifakı yapılıyormuş dedikodusu da beni ilgilendirmiyor, herkes kendisine yakın olan yâda anlaşabileceği kesimle ortak olabilir. İktidar meydanı boş bırakırsa meydanı cemaatti cemiyetti falandı filandı dolduracaktır. Adayların bir kısmını tanımıyorum, ancak Hatice Şahin Eroğlu, Ömer Gümüşay, Mustafa Çalışkan gibi ATSO’yu temsil etme kabiliyeti olan adaylarda var.

        Ben ATSO seçimlerinde hiç kimsenin ne yanındayım, nede arkasındayım. Aday olan herkese başarılar dilerim, benim tenceremin dibi delik su tutmayacağına göre, dökülen her su dökülür. Seçim tahminimi de söyleyeyim, geçen seçim sonundaki gibi Başkanlık da tekrar sürpriz olabilir.