30 Aralık 2024
  • İstanbul6°C
  • Ankara6°C

ÇOBANLARIN İFTARI

29 Temmuz 2013 Pazartesi 19:02

Cumartesi günü çok farklı bir iftar yemeğine katıldım. Bu iftar yemeği niye yalan söyleyim tam yerine oturan bir yemekti. Hani bir söz vardır ya,” körler sağırlar birbirini ağırlar” atasözü var ya onun dışında bir yemekti. Çok az bir sayının dışında tamamen kendi üyelerinden oluşan bir katılımdı. Bunlar koyun Keçi Birliğinin k...endi üyeleri idi. Çırağan saray salonunda verilen yemeğe 1500 kişi katıldı. Salonun içi tıklım tıklım dolu, bahçesi de nerede ise tamamen dolu idi.
Koyun Keçi birliği Başkanı Sayın Mahmut Aktürk kardeşim hem sosyal, hem de beyefendi olduğu gibi işinin ehli bir Başkan. Kendisini yakinen tanıyor ve zaman zaman sohbet ederim. Fevkalade Başkanlığı alanında bir bilgiye sahip olan bir temsilci. Mesleği hayvancılık, ama kendisini bu alanda çok güzel yetiştirmiş ve hayvancılık ile ilgili bakımından tutun, bürokratik girişimciliğe kadar yetiştirmiş.
Bunun dışında odasına üye binlerce kişi var, bunların hepsi ile güzel bir diyalogu var. Bundan dolayı da nerede ise odasına mensup ne kadar üyesi varsa hemen hemen yemeğe katılmışlardı. Yarım saat önce geldiğim yemek de köylerden, ilçelerden ve kasabalardan o kadar insan gelmişti ki, anlatmam mümkün değil.
Salonun geniş bir bahçesi var, burasının tamamına yakını masalarla döşenmişti. Burada iftarımızı açacağımızı düşünürken, salonda yemek için hazırlanmıştı. Ben salona geçip basın için ayrılan yere oturup eşyalarımızı koyduktan sonra merak edip etrafı dolaştım.
Bu kadar yerin ayrılmış olması nedeni ile dolamasını merak ettim. Dışarıya çıkmadan servis yapan garsonlara merak edip sordum kaç kişi olduğunu. Bana 1500 kişilik hazırlık yaptıklarını söylediler. Etrafa baktım göz kararı bu kadar kişilik sandalyenin var olduğunu tahmin ettim.
Sonra kapıda misafirlerini tek tek karşılayan Başkan Aktürk’ün yanına vardım ve ona da kaç kişilik bu iftar masaları doldurup dolduramayacaklarını sordum. “Top atılmadan beş dakika önce tekrar bak ağabey” dedi.
Hakikaten salonun tamamı dolduğu gibi dışarıdaki masaların tamamı da dolmuştu. Kendi kendime söylendim, bu kadar insan ta köyünden ilçesinden kalkıp da buraya bir avuç yemek için neden masraf yapıp buraya gelsin.
Anladım ki, bu insanların birbirlerine bağılı olduklarını ve Başkanlarını seviyorlar. Benim birde önemsediğim bir konu ise birçok kurum ve kuruluş asıl olan bunu yapmalı, vereceği yemeği kendi üyelerine vermeli. Onları bir günde de olsa bir araya getirerek kaynaşmasını sağlamalı. Bu yemek de bunu bizzat gördük ve yaşadık.
Hani körler sağırlar meselesini bu yemek de görmedik. Bürokratlardan uzak kendi üyeleri ile bir arada bir yemekti. Bürokrat yokmuydu, yok diyecek kadar azdı. Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri dışındakileri ben bürokrat saymıyorum. Siyasiler zaten bürokrat değil onlar siyaseten hizmet eden insanlar. Birde kendi üye ve bürokrasiyi bir araya getiren Borsa yemeğini beğendim.
Yemekten sonra hem Başkan hem hoca edası ile birlik beraberlik içeren bir yemek duasını Sayın Başkan Aktürk yaptılar. Duanın ardından çok kısa bir konuşma ile katılanlara teşekkür etti.
Daha sonra Tarım İl Müdürü Sayın Bestami Zebun bir konuşma yaparak küçük Baş hayvancılığı ile ilgili bilgi ve desteklerinden söz etti.
Başlığımı neden çoban yemeği diye attığıma gelince, en helal ve bereketli kazanç hayvancılıkta, biliyorsunuz Hz. Musa da bir çobandı. Çobanlık bir peygamber mesleğidir, onlar olmazsa bizler kahvaltımızda neler yiyeceğiz?
Onları küçümsemiyorum, çünkü onların yarışmalarını izledim. Mesleklerinde bir Veteriner, bir Ziraat Mühendisi gibi bilgi yüklülerdi. Her meslek kendisine ve dalına göre kıymetlidir. Çocukluğumda az da olsa bende kuzu otlattım, çobanlık çok kutsal bir görev.
Kendi üyeleri ile birlik ve beraberlik içinde kaynaşan bir yemekte bir araya getiren Aktürk’e teşekkür ediyorum.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.