FİZYOTERAPİSTLER NE İSTİYOR
Abdullah Güdendede
15 Ağustos 2013 Perşembe 23:04
Ülkemizde meslekler arasındaki geçiş dün olduğu gibi bugünde basite indirgenmiş durumda, burada basite indirgenmiş olan sadece meslekler arası geçiş değil insan ve insanlık onurudur. Daha yakın zamana kadar ziraat mühendisi, veteriner vb. gibi meslek elamanlarının hatta lise mezunlarının ilkokul sıralarındaki çocuklarımızı eğitmek için bir anda öğretmen olduğu dönemleri yaşadık. Bu meslekleri küçümsemek için değil amacım ama bu yönde eğitim almamış birinin bir anda öğretmen olup çocuk yetişmesi için okula gönderilmesi gerçekten büyük bir problemdi. Bütün bunlar eğitimi sadece birinin derse girmesi olarak algılayan bir zihniyetin ürünüydü. Eğitimi alacak çocuklar mı? Onlar zaten kimin umurundaydı!
Peki, günümüze gelecek olursak durum farklı mı? Sağlık alanında geçmişe nispetle iyi yönde gelişmeler sağlanırken, hastanelerin kalitesi bir o kadar artırıldığı, sağlık güvencesi konusunda devrim niteliğinde gelişmelerin sağlandığı bir dönemi yaşıyoruz. Hastaların hastanelerde rehin kaldığı dönemleri çoktan geride bıraktık. Herkesin isteği hastane de tedavi olabileceği bir zamana geldik. Sıra almak için günlerce hastanenin bahçesinde çadır kurulduğu dönemleri artık unutmak üzeriyiz. İlaçların karo borsaya düştüğü günleriyse hayal mayal hatırlıyoruz.
Evet, halkımıza sağlık alanında yapılan hizmetler için minnettarız. Fakat madalyonun birde diğer yüzüne gelecek olursak, belki kasıtlı, belki değil son zamanları geçmişteki yaşadığımız korkularımız hortlatacak gelişmeler oluyor. Halkın sağlığı için hizmet eden ve bunu da son dönemlere kadar Avrupa standartlarındaki üniversite bölümlerinde aldıkları eğitimle yapan fizik tedavi(fizyoterapi) ve rehabilitasyon bölümü mezunları yani fizyoterapistlik mesleği üzerinde yapılanları üzüntüyle izliyoruz. Geçmiş dönemde eğitim sektöründe halkımıza reva görülenler bugün sağlıkta da mı görülmek isteniyor diye büyük bir endişe hakim. Sanal medyada komedi malzemesi haline gelen bir durum başta cereyan etti. Fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümü üniversitelerde bir anda mantar gibi hemen hiçbir kriter olmadan açılınca bir anda bölüm hocasından çok okulu olan meslek diye anılmaya başlandı. Okul açılmasına izin veriliyor ancak dersleri verecek bölüm hocaları yok! Bu bir komedi! Ve özellikle özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerindeki durum daha vahim. Yurt dışından YÖK denkliği aranmadan tam olarak ne okuduğu belli olmayan kişilerin bir anda bu sektörde fizyoterapist olarak çalışmasına göz yumuluyor. Bunların hemen hepsi 3.dünya ülkelerinden gelirken eğitim olaraksa çoğunun 6 aylık kurslarla ülkelerinde bu ünvanı aldığını biliyoruz. Türkçeyi ise zaten bilmiyorlar. Evet, bu kişiler rehabilitasyon merkezinde fizyoterapist olarak çalışıyor zaten oradaki hastalar kimin umurunda!
İşte hal bu iken yasal düzenlemeler noktasında meslek tanımı yapılmasına rağmen yönetmelikler nedense hep askıya alındı. Ha bugün ha yarın derken, hala özlük haklarını tam vermediği gibi hakları verilmesi yerine bir anda yeni bir şok yaşadı fizyoterapistler! Şimdide bir anda hemşireleri fizyoterapist yapmaya uğraşılırken yetmezmiş gibi uzaktan eğitim gibi ciddiyetsiz bir uygulama daha gündeme oturtuldu. Bütün bunlar acaba ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye mi uğraşılıyor diye düşündürmüyor değil. Hastane de sağlık çalışanı olarak zaten hak ettiğini alamazken, hala hastane ve dal merkezlerinde fizyoterapist zorunluluklarının kaldırılması için uğraş veriliyor. Hâlbuki kaliteli sağlık hizmeti için her bölüme ayrı atamalar yapılması gerektiği gibi günlük hasta kotası da konması gerektiği aşikârdır. Bunun yanında döner sermaye adaletsizliği ise sürüyor. Fizyoterapist tedavisi yapıyor ama bu nedense maaşına yansımıyor.
Halk sağlığı ve meslek onuru için üniversitelerde açılan bölümlere meslek için gerekli eğitim ve eğitici kriterleri konulması, yurt dışından özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine getirilen kişiler için denklik şartlarının aranması, meslek yönetmeliklerinin çıkartılması, günlük tedavi edilecek hasta sayısına kota konması, döner sermaye payının tekrar gözden geçirilmesi( tedavi edici konumda olduğunun hatırlanması), tüm uzmanlık alanlarıyla çalışabilme ve diğer her türlü haklar için gelişmiş ülkelerdeki koşulların kıstas alınması artık bir zorunluluktur.
Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…
Fzt. Abdullah Güdendede
a_gudendede@hotmail.com
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2010 Haber Bölge
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.