GELECEKTEN BEKLEDİKLERİMİZ VE BUGÜN YAPTIKLARIMIZ
Hüseyin Gök
21 Mayıs 2014 Çarşamba 17:46
Gelecek hakkında güzel düşler kurar, harika şeyler hayal ederiz. Öyle ki ben büyümek istemeyen bir çocuk, büyüyüp kendi parasını kazanmak istemeyen bir öğrenci, evlenip kendi ailesini kurmak istemeyen bir yetişkin ne duydum ne de gördüm. Belki günlük yaşamımızda bazen anne babamıza ben evlenmeyeceğim dediğimiz olmuştur ama gerçekten de bu görüşünde samimi olan yoktur. Kim iyi bir eş ve mutlu bir yuva istemez ki…
Hadi biraz düşünelim. Mesela siz:
5 yaşındayken okula giden akranlarınızı görüyor bir an önce büyüyüp okula başlamak istiyordunuz.
Arada 5 yıl geçti. Şimdi 10 yaşındasınız ve 4. sınıfa gidiyorsunuz. Hayat size çok karmaşık geliyor. Karşınıza bir sürü yeni şey çıkıyor ve hepsini de merak ediyor öğrenmek istiyorsunuz. Ama yine içten içe liseye giden abinizi gördükçe ona özeniyorsunuz ve bir an önce zamanın geçmesini ve büyümeyi istiyorsunuz.Çünkü liseye geldiğinizde sizin de abiniz gibi kameralı bir cep telefonunuz olacak, istediğiniz zaman dışarı çıkıp arkadaşlarınızla hoş vakit geçirebileceksiniz.
Evet şimdi de 15 yaşına geldiniz. Aklınız herzaman olduğundan çok daha karmaşık, kafanızı kurcalayan bir sürü soru var. Lisedesiniz, birçok arkadaşınız var, eskisine göre çok daha özgürsünüz. Aileden ayrı yaşıyorsunuz ama hala anne babanızın size aşırı ilgi gösterdiğini size çocuk muamelesi yapıldığını düşünüyorsunuz. Kendi başınızın çaresine bakabileceğinize inanıyorsunuz. Ama abiniz de şimdi üniversiteye gidiyor. Kendi arkadaşlarıyla tuttuğu evde yaşıyor ve size göre çok daha fazla imkanlara sahip. 2 ayda bir eve geliyor. Bunun dışında bir de kız arkadaşınız var. Onu çok seviyorsunuz ve sürekli onu görebilmeyi arzuluyorsunuz. Ama her şeye rağmen yine de hiçbirşeyden memnun değilsiniz. Daha özgür olabilirsiniz, daha iyi notlar alabilirsiniz, daha çok paranız olabilir, kız arkadaşınızla daha sık görüşebilirsiniz. Kendinizi sık sık mutsuz hissediyor gelecekte her şeyin daha iyi olacağını ümit ediyorsunuz.
Lisede son sınıftasınız, herkez sana bir öneri sunuyor şöyle ders çalış, bak böyle yaparsan daha iyi bir yerlere gidersin. Aklın sürekli çevrendekilerin yönlendirmesiyle karma karışık, bir taraftan sınavlara girip çıkıyorsun, ama yine çevrendekilerin beklentilerini karşılayamıyorsun. Sonunda sınav gelip çatıyor, herkesin gözü üzerinizde, acaba şuraya girebilecek mi? Şu kadar puan alsa buraya rahtlıkla gider, herkes senin üzerinden planlar kuruyor. Bu hayatı yaşayacak acaba onlar mı? Bu sorularla tükenip gidiyor, koskoca bir sene ne oluyor sonuçta siz bir yerlere girmişiniz, üniversite hayatına atılmışınız. Ve kendi yolunuzu çizmiş olarak yeni ufuklara yelken açıyorsunuz.
Abiniz üniversite son sınıfta ve sende birinci sınıftasın, abinizin size anlatmak istedikleriyle başlıyor üniversite hayatı. Artık yere sağlam basıyor ve aileden bağımsız bir şekilde kararlar verebiliyorsun.
Bundan sonrasını tahmin edebiliyor musunuz? Evet dediğinizi duyabiliyorum öyle bir gidişat var ki, hangi imkanlara sahip olursanız olun hep daha iyisini görüyor onu istiyorsunuz.Tüm bu süreç içerisinde her zaman mutsuz olduğunuz dikkatinizi çekti mi? Çoğu insan öyle bir yapıya sahiptir ki daha iyisini gördüğünde kendisini mutsuz hisseder. En yeni çıkan cep telefonuna bir yığın para verip kullanan ama bir üst modeli çıkınca da kendini onu almak için yiyip bitiren onlarca kişi tanıyorum.
Lütfen ama lütfen kendinize gelin. Gelecekten güzel şeyler beklemek yerine gözlerinizi açıp çevrenizde olan güzel şeylerin farkına varmaya çalışın. Ayrıca bugün de geçmişte gelmesini beklediğiniz güzel günlerden biri değil miydi? Zamanın su gibi akıp gittiğinin farkında olup bunun bilincinde hareket edin. Ve en önemlisi kesinlikle bugünü yaşamayı ihmal etmeyin!.
(Bu yazıyı okumayı bitirdiğinizde belki de kendi kendinize, ben bunları daha önce de okumuştum “klasik” şeyler diyeceksiniz. Evet bunun ben de farkındayım. Ama belirtmeliyim ki okuduğum onca kitapta rastladığım ifadelerin en güzellerinden birisi de aşağıdaki sözdür…)
Bugün de geçmişte gelmesini beklediğiniz güzel günlerden birisi değil mi?
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2010 Haber Bölge
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.