GENEL SEKRETER VE MÜFTÜ BEYİ ZİYARETİM
22 Ekim 2012 Pazartesi 13:40
Birkaç gündür yazmak istediğim bu yazımı bazı konuların aciliyetine binaen geciktirdim. Hatta Müftü Beyi ziyaretim bir hayli gecikti. Bugün ben öne Özel İdare Genel Sekreteri Yusuf İnceri ziyaretimi konu edeyim, sonra da Müftü Beyi ziyaretimi değerlendireyim.
Hem ziyaret hem ticaret babından Özel İdareye ziyarete gittim. Bi...
risi Yusuf Beye teşekkür diğeri de yeni atanan Genel Sekreter yardımcılarına hayırlı olsu idi. Yusuf Bey geldiğinden bugüne tanıdığım bir dost. En azından fikri ile düşüncesi ile benim düşüncelerim ile ortak paydalarımız olan bir dost.
Kendisi ile zaman zaman görüşüp sohbet ederim. Uzun zamandır Tatlıca köyünden olmam nedeni ile kendilerine buradan Ortaköy’e giden bir gurup yolu var. Bu yol bir haylide hareketli bir yol. Ama burada Kalepalta köyünden mermer taşı taşıyan tırlar yüksek tonaj yüklemeleri nedeni ile bu güzergâhtaki yolu yolluktan çıkarıyor. Her yıl yamasanız da yine bozuluyor, araçların altı burada nasibini alıyor. Dolayısı ile kendilerinden kısa zamanda bu yolun yapımı ricasın da bulundum, çünkü bende zaman zaman buradan geçiyorum.
Yol fevkalade güzel bir hale sokularak tamirat edilmiş. Bu sene idare eder ama seneye nasıl olur bilemem. Bunun için kendisine teşekkür etmeye gittim ve seneye yolun tamamında sıfırdan satıh kaplama yapacaklarını söyledi. Çünkü buna ihtiyaç olduğunu tespit etmiş. Dolayısı ile bununda haberini şimdiden almış oldum, 10 civarındaki köye müjde verebilirim.
Genel sekreter Yusuf Beyle sohbetimiz ardından kendilerini senelerdir tanıdığım iki dost Genel Sekreter olmuşlar Yılmaz Altınsoy ve Çapan Altındal, kendilerini ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerinde bulundum. Her iki arkadaşımızda bu işi hak edecek arkadaşlarımız, tekrar hayırlı olsun diyor başarılar diliyorum Allah utandırmasın.
MÜFTÜ BEYDEN YENİ KİTAP
Müftü Sayın Bekir Gülce hocamı birkaç defa ziyaret etmiştim. Camiler haftası nedeni ile kendilerini tekrar ziyaret ettim. Ziyaret esnasında yeni çıkan ikinci kitabını imzalayarak takdim ettiler. Kendileri iki tane kitap hazırlamışlar ve ikincisini Aksaray’daki görevi esnasında yayınlanmış.
Kendisi ile ziyaretim esnasında uzun uzun sohbet etme imkânı buldum. İmamlığı, müftülüğü bir devlet memuru zihniyetinde düşünmediğini, insanlara memur gibi değil dini tebliğ eden bir müessese gibi görmesi benim inanın çok hoşuma gitti. Camiler sadece namaz kılma yeri olmadan çıkarıp burada din görevlilerimiz hem çocuklarımıza hem de cemaate gerekli olan dini bilgilerin verilmesini arzu ediyor. İmamlığın bir Peygamber mesleği olduğunu düşünüyor.
İmamları sadece maaş alan bir memur gibi düşünürsek yeterli verim alamayız demesi çok hoş. “Camile namaz kılma yeri mi” diye geçen sene bir yazıyı kaleme almıştım. Bu yazımı okuduğunu ve aynen katıldığını söyledi.
İmamlarımız sendika kurarak kendi içlerinde guruplara ayrıldılar. Sendika ile hangi haksızlığın karşısına çıkacaklar anlamadım. İmamlık en büyük rütbe, başka dairelerde makam hatlaması olarak sendikalar kullanılıyor da imamlıkta nereye atlayacaksın. Bundan daha iyi makam olabilir mi?
Geçen sen ki yazımdan dolayı bana sitem edem hocalarımız oldu. Arkadaşlar en güzel vazife imamlık olduğuna inanıyorum, tabi yapabilene yapamayanlar ayrılıp başka iş yapacaklar. Bende imamlık yaptım, ama baktım fıtratım ve o günkü halim buna müsait değil istifa edip ayrıldım.
Burada kesinlikle maksadım imam arkadaşlarımı incitme düşüncesinde değilim. Bu kutsal görevi layıkıyla yapan arkadaşlarımızda az değil. Bizim ki bir öz eleştirdir, kimseyi kırmak değil. Aksine bu camiada o kadar çok samimi dostlarım var. Şu yapılmıyor, namazdan sonra kaç cemaatle hocalarımız fıkıh, hadis ve tefsir okuyor? Namazı zor kılıp cemaati tepeleyerek kendimizi dışarıya zor atıyoruz.
Her ne ise inşallah bu arzumuz zamanla yerine gelir. Bu arada Müftü Beyin “ Yükselen Değer İnsan Hakları” isimli kitabını inceleme fırsatım oldu. Gerçekten insan haklarını bir din grevlisinden okumak daha güzel olduğu kanaatine vardım. Hele İnsan Hakları gibi konuları hep feministler savunur zannederdik. Ama bunu bir Müftünün kaleminden okumak daha da güzel. Okurlarıma tavsiye ederim okumalılar. Böyle bir eseri hazırlamasından dolayı da Sayın Müftümüzü tebrik ediyorum.
Kendisi ile zaman zaman görüşüp sohbet ederim. Uzun zamandır Tatlıca köyünden olmam nedeni ile kendilerine buradan Ortaköy’e giden bir gurup yolu var. Bu yol bir haylide hareketli bir yol. Ama burada Kalepalta köyünden mermer taşı taşıyan tırlar yüksek tonaj yüklemeleri nedeni ile bu güzergâhtaki yolu yolluktan çıkarıyor. Her yıl yamasanız da yine bozuluyor, araçların altı burada nasibini alıyor. Dolayısı ile kendilerinden kısa zamanda bu yolun yapımı ricasın da bulundum, çünkü bende zaman zaman buradan geçiyorum.
Yol fevkalade güzel bir hale sokularak tamirat edilmiş. Bu sene idare eder ama seneye nasıl olur bilemem. Bunun için kendisine teşekkür etmeye gittim ve seneye yolun tamamında sıfırdan satıh kaplama yapacaklarını söyledi. Çünkü buna ihtiyaç olduğunu tespit etmiş. Dolayısı ile bununda haberini şimdiden almış oldum, 10 civarındaki köye müjde verebilirim.
Genel sekreter Yusuf Beyle sohbetimiz ardından kendilerini senelerdir tanıdığım iki dost Genel Sekreter olmuşlar Yılmaz Altınsoy ve Çapan Altındal, kendilerini ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerinde bulundum. Her iki arkadaşımızda bu işi hak edecek arkadaşlarımız, tekrar hayırlı olsun diyor başarılar diliyorum Allah utandırmasın.
MÜFTÜ BEYDEN YENİ KİTAP
Müftü Sayın Bekir Gülce hocamı birkaç defa ziyaret etmiştim. Camiler haftası nedeni ile kendilerini tekrar ziyaret ettim. Ziyaret esnasında yeni çıkan ikinci kitabını imzalayarak takdim ettiler. Kendileri iki tane kitap hazırlamışlar ve ikincisini Aksaray’daki görevi esnasında yayınlanmış.
Kendisi ile ziyaretim esnasında uzun uzun sohbet etme imkânı buldum. İmamlığı, müftülüğü bir devlet memuru zihniyetinde düşünmediğini, insanlara memur gibi değil dini tebliğ eden bir müessese gibi görmesi benim inanın çok hoşuma gitti. Camiler sadece namaz kılma yeri olmadan çıkarıp burada din görevlilerimiz hem çocuklarımıza hem de cemaate gerekli olan dini bilgilerin verilmesini arzu ediyor. İmamlığın bir Peygamber mesleği olduğunu düşünüyor.
İmamları sadece maaş alan bir memur gibi düşünürsek yeterli verim alamayız demesi çok hoş. “Camile namaz kılma yeri mi” diye geçen sene bir yazıyı kaleme almıştım. Bu yazımı okuduğunu ve aynen katıldığını söyledi.
İmamlarımız sendika kurarak kendi içlerinde guruplara ayrıldılar. Sendika ile hangi haksızlığın karşısına çıkacaklar anlamadım. İmamlık en büyük rütbe, başka dairelerde makam hatlaması olarak sendikalar kullanılıyor da imamlıkta nereye atlayacaksın. Bundan daha iyi makam olabilir mi?
Geçen sen ki yazımdan dolayı bana sitem edem hocalarımız oldu. Arkadaşlar en güzel vazife imamlık olduğuna inanıyorum, tabi yapabilene yapamayanlar ayrılıp başka iş yapacaklar. Bende imamlık yaptım, ama baktım fıtratım ve o günkü halim buna müsait değil istifa edip ayrıldım.
Burada kesinlikle maksadım imam arkadaşlarımı incitme düşüncesinde değilim. Bu kutsal görevi layıkıyla yapan arkadaşlarımızda az değil. Bizim ki bir öz eleştirdir, kimseyi kırmak değil. Aksine bu camiada o kadar çok samimi dostlarım var. Şu yapılmıyor, namazdan sonra kaç cemaatle hocalarımız fıkıh, hadis ve tefsir okuyor? Namazı zor kılıp cemaati tepeleyerek kendimizi dışarıya zor atıyoruz.
Her ne ise inşallah bu arzumuz zamanla yerine gelir. Bu arada Müftü Beyin “ Yükselen Değer İnsan Hakları” isimli kitabını inceleme fırsatım oldu. Gerçekten insan haklarını bir din grevlisinden okumak daha güzel olduğu kanaatine vardım. Hele İnsan Hakları gibi konuları hep feministler savunur zannederdik. Ama bunu bir Müftünün kaleminden okumak daha da güzel. Okurlarıma tavsiye ederim okumalılar. Böyle bir eseri hazırlamasından dolayı da Sayın Müftümüzü tebrik ediyorum.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2010 Haber Bölge
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.