HAMİLELİK, PANİK ATAĞI TETİKLEYEBİLİYOR
Daha önce panik atak sıkıntısı yaşamış kadınlarda hamileliğin yoğun sürecinin panik ataklarını tetikleyebileceği belirtildi.
30 Mayıs 2015 Cumartesi 12:30
Uzman Psikolog Sibel Deniz Toledo, bu durumun anne adayında “bebeğime zarar mı veriyorum” sorusunu doğurarak, panik ve endişesini arttırabileceğine dikkat çekti. Toledo, "Bu kısır döngü anne adayı için çok büyük sıkıntılara sebep olabilir. Hamileliğinin tadını çıkarmasını engelleyebilir. Oysa hamilelik bir anne için tekrarı olmayacak çok özel bir zaman dilimidir. Üstelik panik atak doğum korkusunu da tetikleyecek ve anne adayını doğum yolculuğunda zora sokacaktır.
Panik atak temelde bir anksiyete bozukluğudur. Kişi atak sırasında kalp çarpıntısı, baş dönmesi, nefes darlığı gibi semptomlar yaşayarak kalp krizi geçireceği, öleceği, düşüp bayılacağı, delireceği, kontrolünü kaybedeceği korkusunu çok yoğun olarak hissetmektedir. Hamilelikte bir de buna bebeğime bir şey olacak, bebeğime zarar vereceğim, ya bebeğime kötü bir şey olursa korkusu eklenmektedir. Anne adayı müthiş bir suçluluk duyabilmektedir. Yani panik atak yaşayan anne adayları pek çok olumsuz duygu ile mücadele etmeye çalışmaktadır" dedi.
Toledo, panik atak yaşayan anne adaylarının bu mücadeleyi kazanmak ve daha huzurlu bir hamilelik geçirmek için şunları yapması gerektiğini dile getirdi:
"1. Hamilelikleri süresince kendinize iyi gelen, sevdiğiniz şeyleri yapmaya çok daha fazla vakit ayırın. Zihninizi ne kadar çok pozitif şeylerle meşgul ederseniz negatif şeylere o kadar az yer kalacaktır". Hamilelik döneminin anneliğe hazırlık dönemi olduğunu ve bu yolculuğun sizi bebeğinize kavuşturacağını unutmayın. Bebeğinizi sağlıkla kucağınıza alıp kokusunu içinize çekeceğiniz anları gözünüzün önünde bol bol canlandırın. Bebeğinizle konuşun. Bu güzel yolculuğun her anının tadını çıkarmaya çalışın.”
2. Mutlaka nefes ve gevşeme tekniklerini öğrenmeli ve bol bol uygulamalıdır. Yavaş nefes almak ve aldığından daha yavaş nefesini boşaltmak paniği kontrol etmekte oldukça yardımcı olmaktadır. Burada izlenebilecek en pratik yol nefese odaklanmak ve örneğin nefes alırken 5’ e kadar sayıp verirken 10’ a kadar saymak yani aldığının iki katı sürede nefesi boşaltmak.
3. Anne adayları kendilerinde kaygı yaratacak uyaranlardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışmalıdır. Çok fazla negatif uyarana maruz kalmak korteksi uyaracak ve kendisinde endişeye yol açacaktır. Hamileliğin bu anlamda daha duyarlı bir dönem olduğu unutulmamalıdır.
4. Panik atağın doğasını kişi kavradığında çözüme giden ilk adım atılmış demektir. Bu anlamda panik atak rahatsızlığı ile uğraşan anne adayını bilgilendirmek çok faydalı olacaktır. Ancak bu bilgilendirme karşıdakinin korkusuna saygılı bir biçimde yapılmalı asla hafife alınmamalıdır. Belki bu noktada bir uzmandan destek almak faydalı olabilir.
5. Anne adayı mümkün olduğunca negatif doğum hikayelerinden uzak durmalıdır. Anneler, teyzeler, komşu teyzeler, anneneler, yakın arkadaşlar ve ya uzaktan tanıdık biri bile olsa anne adayını kutladıktan sonra genelde bir şekilde kendi doğum hikayelerini anlatmaya bayılırlar. Maalesef ki bu hikayeler genelde negatif ve içinde korkutucu olabilecek sahneler barındıran hikayelerdir. Bu da anne adayını hele bir de panik atak sorunu ile mücadele ediyorsa oldukça negatif yönde etkileyebilmektedir. O yüzde her anne adayı şunu slogan edinmelidir “Yalnızca Pozitif doğum hikayeleri lütfen! Bebeğim dinliyor”
6. Doğru ve yeterli bilgi kesinlikle korkunun panzehiridir. Eğer anne adayımız doğurmaktan korkuyor ve bu korkuya dayalı bir panik atak yaşıyor ise mutlaka doğum hakkında doğru ve yeterli bilgiye ulaşması sağlanmalıdır. Bunun en güzel ve efektif yolu ise annenin eşi ile birlikte bir Doğuma Hazırlık Kursuna katılması olacaktır.
7. Panik Atak seyrinde genelde atak başlar, yükselir, bir tepe noktasına ulaşır ve sonra yavaş yavaş şiddetini azaltarak geçer. Panik atağa başında müdahale etmek şiddeti en tepe noktaya ulaşmışken müdahale etmekten çok daha kolaydır. Bu bakımdan panik başladığı zaman geçer diye kafada kurup bedendeki semptomları dinlemek yerine odağı başka yere çevirmek, derin ve sakin nefesler almak, belki yanına birini alıp açık havaya çıkıp biraz yürümek, yakınına anında söyleyip destek istemek, rahatlatıcı müzikler dinlemek yardımcı olacaktır. Amaç kendini dinlemek yerine düşünceleri başka yere çevirmek ve böylece düşüncelerin üretebileceği kaygının semptomları beslemesinin, semptomlarında artarak kaygıyı beslemesinin önüne geçmektir.
Kaynak:Gmedya
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2010 Haber Bölge
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.