23 Aralık 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara2°C

İŞTE TÜM GERÇEKLERİ İLE TAKKELİ DAĞ EFSANESİ

Konya Kent Bilgisi Sosyal Medya Facebook Hesabnda yer alan bilgiye göre Tüm gerçekleri İle Takkeli Dağ Efsanesi...

İşte Tüm gerçekleri İle Takkeli Dağ Efsanesi

14 Nisan 2015 Salı 19:27

Takkeli Dağ Konya'nın simgelerinden biri. Şehrin 13 km batısında yer alan dağ aynı zamanda yaşayan bir mitoloji efsanesi. Antik çağda Anadolu'nun bereket tanrıç...ası Kybele'ye atfen bu adla anılmış. Zamanında dağın tepesinde büyük bir kale varmış. Türkler'in Konya'yı fethetmesiyle beraber Kybele ismi Gevele'ye dönüşmüş. Dağın tepesinde duran Gevele Kalesi de dağa kattığı takke görünüşüyle ismini vermiş. XVII. yy'la kadar dağ çam ormanlarıyla kaplıymış. Osmanlı'nın son dönemlerinde kurulan maden ocakları ve çıkan yangınlarla bu ormanlar yok olup gitmiş. Kybele 'ye tapan antik çağ insanları çam ağacını kutsal gördükleri için Takkeli Dağ'ı ve çevresini tamamen çam ormanlarıyla örülmüş. Çamın kutsal olması şu mite dayandırılır:
Tanrıça Kybele nedimeleri Silenlerle (Silenos) beraber ormanlar içinde gezerken kulağına Filavta denilen bir çalgının sesi gelmiş. Burada şunu söylemeden geçemeyeceğim, günümüz Sille'sinin adı Silenos'tan gelmektedir. Neyse hikayeye devam edelim, Kybele sesin geldiği tarafa dalları aralayıp bakınca bunu ağaç kütüğünün üzerine oturmuş genç bir çobanın çaldığını görmüş. Adı Atis olan çobanı sarayına götürüp hizmetine almış. Fakat genç çobanı saraydaki kızlardan kıskanarak öldürtmüş, bir müddet sonra da ayrılığına dayanamayıp onu çam ağacına kalbederek, halkına: Kimse çam kesmeyecek, çam benim Atis’imdir, mukaddestir, kesenin canını alırım demiş. Bundan sonra Frigya’da çam kutsal sayılmış, kimse çam kesmediği için bütün dağlar çamlarla kaplanmıştır. Osmanlılar Karaman eyaletini fethettikleri zaman Konya’nın içinde ve civarında birçok orman ve koru varmış. Akşehir’de Kral Midas’ın çeşmesinin (Yerli halk çeşmeye Ulupınar diyor) yanında köylülerin bir dalını bile kesmedikleri bir Kybele (Sibel) ormanı hâlâ yaşamaktadır. Pagan dininden kalan bir inanışla halk buradan ağaç kesmeyi günah sayıyor. Küçük Mala ormanı da öyle olduğu için bize kadar gelebilmiştir.

Bir başka kaynaktan Selçuklu veziri Altınapa'nın vakfiyesine göre (ki bu dağa çok yakın bir yerde Altınapa baraj gölü bulunur) dağın üstünde antik köyler ve kayalara oyulmuş bir Kybele tapınağı mevcutmuş. Konya Arkeoloji Müzesi'nde ve Koyunoğlu Müzesi'nde civardan toplanmış birçok Kybele heykeli bulunuyor. Bunlar Takkeli Dağ'dan, Alaâddin Tepesin'de bir zamanlar var olan Eflatun Mescidi (daha da önce kiliseymiş) ve Filobat'tan (Selçuklular Alavardı ve Hocacihan'a Filobat derlermiş.) getirilmiş.

Selçuklulardan önceki Konyalılar başları sıkışınca Gevele Kalesi’ne sığınırlarmış. Selçuklular da dayanamayacakları zorluklar karşısında hazinelerini Dâr-ül Mülk olarak adlandırdıkları Gevele Kalesi’ne götürür, kendileri de oraya sığınırlarmış. Dağın tepesi 3.5-4 dönüm kare genişliktedir. Burada hükümdar kasrı, dizdar ve iç hazine daireleri, muhafızların oturacakları yerler, cephanelik, erzak ambarları ve mabed vardır.

Fatih Sultan Mehmed, 1467’de Konya’yı ve Gevele Kalesi’ni fethederken İstanbul’u alırken kullandığı toplar ayarında, 500-600 kiloluk taş gülleler atan toplar kullandı.

Başka bir kaynak ise, Kanunî devrinden kalmış bir minyatür. Gevele Kalesi, Takkeli Dağ ve Alaâddin Tepesi'ndeki Roma tiyatrosu bu minyatürde betimlenmiş.

Yüksekliği bazı kaynaklarda 1400 bazı kaynaklarda 1600 hatta 1700 olarak da gözükmektedir.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.