ÖKÜZ TARIMCILIĞINDAN TEKNOLOJİYE
20 Haziran 2013 Perşembe 12:24
Gezi ve araştırmalarım esnasında bakıyorum biçerdöverler kır kır kır ekinleri biçiyor. Deposu dolunca kamyon yâda traktör altına yanaşıyor doğruca pazara. Çiftçi elini bile vurmuyor, araçtan mahsulde boşaltılmıyor. Üç gün önce Buğday pazarındayım, bir taraftan mahsul geliyor bir taraf dan el değmeden mahsul yükleniyor.
Yeni nesil bilmez onlara nostalji olsun diye biraz eskilere giderek eski çiftçilikten bahsedeyim. Aman sakın sende gazeteci çiftçilikten ne anlarsın demeyin. Memur çocuğu olmama rağmen rahmetli babam en az 50 dekar şahman buğday eker bizde onu tırpanla işlerdik. Hem de öğrencilik yıllarımızda yaz tatilini reçberlikle geçirirdik.
Çocukluğumuzda ise bizim köy ekecik bölgesinde olması nedeni ile o yörede öküz kağnıları vardı. Tarlaların traktörü öküzlerdi, çift onunla sürülürdü. Reçber kar kalkınca çalışmaya başlar kar yağana kadar çalışmaya devam ederdi. Hatta hatırlıyorum çok uzun yıllara gitmeye gerek yok, bizim komşu Recep amca tarlasını eşeklerle sürer, harmanı onunla kaldırırdı.
Çevre köylerde un değirmeni olmadığı için çevre köyler bizim köydeki Ali amcanın değirmeninde un yaptırırlardı. Son baharda sıra beklemek için bir hafta yatanları bilirim. Öküz kağnıları bizim evin karşısındaki değirmene yanaşırdı, bizde çocukluğumuzda kağnılarla oynardık.
O dönem gübre falan olmazdı, evinde hayvan gübresi olan birkaç tarlasına atardı. Bundan dolayı kıraçlarda fazla ekin büyümezdi, bunu kimisi yolar kimisi de orakla işlerdi. Bir süre sonra tırpan icat oldu ekinler tırpanla işlenmeye başladı.
İşte bizde tam o zaman gençlik dönemimiz babam verimli tarlaları icara vermez kendisi ekerdi. Ekin çok gür olduğu için rahmetli Halil amcamla ben iki yıl ekin işledik. Hem de tırpanla, o zaman birde tonge dediğimiz tek ayak da bağcıkla işleme vardı. Ama ben ağzı yabana denen işleme şeklini severdim. Bir aydan fazla ekin işlerdik, 15 günde sap çekilirdi. Sonra harmana gelir bu sefer düven dediğimiz işlem yapılırdı.
Düven sürme de nerede ise bir ay sürer, ekinler halkalar halinde harman yerine dökülür at yâda öküzle düven sürülürdü. Daha sonra tınaz denen yığma yapılır ve yelin esmesi beklenirdi. İyi rüzgâr eserse harman savrulur, kadınlar sap denen irileri alır kalburda savururlardı. Daha sonra buğday kalburda elenir örme çuvallara doldurulur. Her birisi üç kile yani 12 şinik olurdu, çuvallar at arabasına yüklenir evlerin ambarlarına sırtımızda taşır dökerdik, ama o çuvalları sırtımızda nasıl taşırdık.
Öyle şimdiki gibi hemen pazara getiremezsiniz, çuvallarla 10 köyü gezerek Aksaray’a gelen eski bir Tahames kamyon şehre gelecekleri kasasında getirirdi. İki çuval buğday satıp evinizin iki üç aylık ihtiyacını alıp giderdiniz. Öyle zırt pırt şehre gelinmezdi, kimi üç aylık kimisi de iki ayda bir şehre gelirdi. Zaten doğru dürüst yol yoktu, bazıları da at arabası ile şehre gelirdi.
İyi hatırlıyorum tam bu mevsimlerdi, Ramazana denk gelmişti. Rahmetli amcamla ben orucum, ekinde işliyoruz. Sabah ezanı tarlaya gider ekin işler saat 10 gibi dönerdik. Akşam zor olurdu, kafamızı sürekli suyla yıkardık. İnanın öyle çalışma olmasına rağmen o yaz sıcağında kimse orucunu yemezdi.
Bunun yanında birde yolma işleri olurdu, herkes mutlaka mercimek ve nohut ekerdi. Günlerce yolma yolunurdu, insanlar birbirine yardıma giderlerdi. Bundan da hiçbir karşılık beklemezlerdi, işi az olanlar çok olana yardım ederdi.
O günün çiftçiliğine bakıyorum, bugünün çiftçiliğine sonbaharda hala tınazların üzerine kıra düşerken, bugünün reçberliği on gün sürüyor. Adam iki günde tarla sürüyor, üç günde de ekin ekiyor. Kalan beş günde de biçerdöverle ekinini işletip pazarda satıyor 11,5 ay yatıyor. Adam şimdi pancarı bile çapalatmıyor almış çapa makinesini çapalıyor. Her şey teknoloji ile yapılıyor, omuz zoru ile iş görmek çok gerilerde kalmış.
60 yıl önce vefat edenleri kaldırıp bugünü bir göstersen ne derler diye düşünüyorum. Demek ki, Türkiye çok kısa sürede çok yol kat etmiş. Şu son dönemlerde inanın öyle mükemmel aletler çıkmış ki, çiftçi nerede ise uzaktan kumanda ile tarımını yapacak. Bundan dolayıdır ki, son dönemlerde tarım ve hayvancılık hak ettiği desteği de almaya başlamıştır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2010 Haber Bölge
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.