İnsanpsikolojisinde temel unsur vardır. Yapılan bir iyilik görev olarak görülüyorsakarşı taraf için yapılan mecburiyettir, ama bunun ötesinde yapılan bir şeyvarsa bu da iyilik olarak görülür ki kafada iz bırakan da hiç şüphesiz budur.
Yanibirazcık açarsak, bir baba çocuğunu okutur ona bütün imkanlarını seferber eder,bu karşı taraf için bir zorunluluktur, çocuk her zaman daha fazlasını ister.
Pekiihtiyaç sahibi olan bir öğrencinin zor gününde yanında olmak.
Budurum, duyguların derinden etkilediğinden bazen ömür boyu sürecek birdostluğun, bir duanın başlangıç noktası olabilir.
Yanibir kişi bırakın Eskil’i Türkiye’nin sayılı zenginlerinden olsa, ömrünceevlatlarını bolluk içinde yaşattı, onlara hatırı sayılır bir mal varlığıbıraksa ölünce dua yerine çoğu zaman miras kavgası içinde bırakılanlar unutulurgider.
Diğertaraftan da belki tarladan kaldırdığı birkaç ton buğdayın, arpanın, pancarınöşrü ile ya da birkaç bileziğinin zekatı ile bir öğrencinin gönül haznesinebina eden öyle insanlar vardır ki o binada dua ve tebessümler ile yerleribakidir.
O haldetoplumsal barışın, kardeşliğin, kaynaşmanın en kestirme yolu olan öşür, zekatgibi unsurlardan kendimizi uzak tutmamalıyız.
Bualanlara da dahil olurken de, hem kendi üniversite yıllarımda hem de çevremdekiöğrencilerin üniversite okuduğu dönemde dikkatimi çeken bir husus vardı ki!
Birçoköğrenci memleketinden çıkmış doktor, eczacı, avukat, öğretmen ya da orada kihemşeri dernekleri farklı vakıflardan burs alıp ailelerine yük olmadanokurlarken; Eskil’den okuyan öğrenciler ise ne yazık ki bu alanda toprağı gibi oldukçaçorak bir bölgeden desteği alamamakta.
Evet Yunus Emre’nin dediği gibi;
“Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bin gönüle girmektir”
Ne mutlu bir gönle girebilene, bumemleketin evladını kendi evladı gibi görebilip, onlara destek olabilene….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.