O irfanın peşine takılmamızı ister. Kendisini buldurur. O irfan mektebinde hakikaten her şeyi ile insan yeniden doğuyor, bütün uzuvları ile yeniden eğitiliyor. Bu irfan mektebi bize, dünya ile de oruç tutmamızı öğretiyor. Dünyayı kalbimizden çıkartalım, kalbimize Allah sevgisi koyalım.
Oruç, bir Müslüman’ın kendi isteği ve rızası ile yapılan bir ibadettir. Başkası bize silah zoru ile yemek yedirmeyebilir ya da su içirmeyebilir. Fakat bir Müslüman kendi isteğiyle, Allah’ın rızası için, sırf O’na kulluk olsun diye orucunu tutar. Rabbimizin bizden istediği için, O’na bağlılığımızın sonucu olarak yemeyi, içmeyi kesiyoruz, namazımızı kılıyoruz. Ramazan içinde aynı zamanda namaz ibadeti var o devam ediyor yani namazın inşası devam ediyor. Namaz bir kişilik inşasıdır. Yine önemli bir mesele olan infak var.
Resulallah Efendimiz (s.a.s) “Yarım hurma ile de olsa iftar yaptırınız” buyurmuştur.
Yani bundan anladığımız, iftar sadece zenginler yaptırmaz. İftarı hurmasının yarısını paylaşabilecek imkanda olan bir insan bile yaptırabilir. Mesela dolmuşta, otobüste gidiyorsunuz ezan okundu, iftar topu patladı. Yanınızda pide var burcu burcu kokuyor. Çıkarttınız dolmuştakilerle paylaştınız işte Resulallah Efendimiz’in (s.a.s) müjdesine nail oldunuz.
Daha nice müjdelere nail olmak dileği ile Hayırlı Ramazanlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.