Aksaray Somuncu Baba Külliyesi'ndeki minyatür müzede rehber olan araştırmacı-yazar Ahmet Kuşsan'ın yazdığı bu roman, tasavvuf türü roman severler tarafından merakla bekleniyor.
Kitap, Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemlerinde Kayseri'de doğan; Kayseri, Aksaray, Şam ve Erdebil'de zahiri ve batıni ilimlerden icazet alan; Yıldırım Bayezid Han Dönemi'nde Bursa'ya gelen ve Bursalıların gönüllerinde Somuncu Baba olarak taht kuran Şeyh Hamid-i Aksarayi'nin hayatını anlatıyor.
Müze rehberliğine başlamasından birkaç gün sonra gördüğü bir rüyanın etkisi ile yazmaya karar veren Kuşsan'ın ilk romanı olan Somuncu Baba Sırr-ı Esrar'da, bir taraftan sürükleyici bir "İlahi Aşk" yolculuğu anlatılırken, diğer taraftan da tasavvuf ilmi ve bu ilmin incelikleri anlatılmaktadır.
Kuşsan'ın yaklaşık bir yıldır üzerinde çalıştığı bu kitap, Somuncu Baba'nın hayatı ile ilgili bilinmeyen yeni bilgileri bizlere sunduğu gibi, Somuncu Baba'nın hayat hikayesi içerisinde boşluk olarak kalmış kısımları da doldurmaktadır. Ayrıca kitap, Somuncu Baba'nın hayatı ile birlikte, dönemdeki birçok velinin hayatlarını da bize anlatmaktadır.
Roman, 'Hakikat aramakla bulunmaz, ancak bulanlar hep arayanlardır.' Bayezid-i Bestami hazretlerinin gönül bağından, pınar misali fışkırarak çıkan bu latif, billur ve gönülleri huzura kandıran bu sözün esasını tecrübeyle öğrendim." cümleleriyle başlıyor. Roman'da bu cümleleri söyleyen, Şeyh Sinan isminde bir velidir ve roman, Şeyh Sinan'ın başından geçenler üzerinde kurgulanmıştır.
Şeyh Sinan, mutasavvıf şairlerden Kemal Ümmi'nin oğludur. Medreselerde okumuş, müderrislik icazeti almış Molla Sinan'ın gönlünde bir gün, tasavvuf yoluna girme arzusu belirir. Ancak babasına intisap etmez çünkü zahiri ilimlerde ileri derecelerde olan Molla Sinan, babası gibi zahiri ilimlerde ümmi bir velinin, onun dertlerine derman olamayacağını düşünür ve zahiri ilimlerde de üstün olan bir mürşit bulma arzusuyla, Kabe'ye doğru yola çıkar. Kabe'de mürşidini bulur, yüzünü bedeviler gibi örtmüş olan bu veliye mürit olabilmek için onunla kırk gün Mekke'de kalacaktır. Kırk gün boyunca şeyhi ona, Şeyh Hamid-i Veli'yi anlatacak, böylece Şeyh Hamid-i Veli, hayatında iken yakmış olduğu çırası ile Molla Sinan'ın ve okurların yolunu aydınlatacaktır.
Somuncu Baba Sırr-ı Esrar, okurların, elinden bırakmadan bir nefeste okuyacakları bir eser olmakla birlikte, tasavvufun ahengine kapılarak okumaları için, şiirlerle harmanlanmış bir romandır.
Somuncu Baba'nın hayatı ile ilgili ciddi araştırmalar yapılarak hazırlanmış bu roman, Kuşsan'ın ilk romanı olsa da, devam edecek olan yazarlık serüveni içerisinde muhakkak ki en çok sevilen ve en çok okunan kitapları arasında olacaktır. Kitabın en kısa sürede raflardaki yerini almasını sabırsızlıkla bekliyor, yazarımıza hayırlı olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.