Aksaray Valisi Selami Altınok İstanbul Emniyet Müdürlüğüne atandı. Atandı diyorum henüz prosedürler tamamlanmadı, umarım Aksaray’da kalır. Haberi duyduğumda öyle üzüldüm ki inanın tarif edemem. O Aksaray’a gelmiş geçmiş valiler içinde Aksaray’la kaynaşan tek vali idi. Çok kısa sürede herkesin gönlüne girip kaynaşan bir sima idi. Evet oltamıza büyük bir balık gelmişti ama onu tutamadan elimizden kaçırdık. Çünkü Sayın Başbakan kimseye haber vermeden onu aldı.
Tayinini duyar duymaz kendilerini aradım, üzüntülerimi ilettim. Çünkü geleli henüz 16 ay olmuştu, tadına doyamadan gitti. O akşam inanın canım hiçbir şey istemedi, sanki bir yakınım vefat etmiş gibi üzüldüm ve yas tuttum desem daha doğru olur.
Kendisini aradığımda şunları söyledi: “ hayırlısı olsun üzüntülerinizi biliyorum, bana yapacağınız en büyük destek dua edin” oldu. Çok yoğunluk içinde olmasına rağmen kısa bir görüşme yaptığım Sayın Altınok Aksaray için büyük bir şanstı. Duyan bütün Aksaraylı üzüldü, aldığım telefonlardan biliyorum.
Öyle bir güzel iletişimi vardı ki, onu kısa sürede sevmeyen konuşmayan yoktu. İktidar partisi ile iyi bir uyum içinde olması ve parti içi dengeleri fevkalade idare etmesi kıvrak zekâsının bir ürünü idi. Aynı diyalog ve dostluğu bütün muhalefet partileri içinde geçerli. Partili partisiz herkesle iyi bir diyaloğu olan bir vali idi. Gidişine zannedersem muhalefet partileri de üzülmüştür, onları da kucaklardı.
Kendisini çok yakından tanıyan ve özel sohbetlerle güzel hatıralarımız olan dost bir insandı. Aksaray’ı çok seven ve Aksaray’la her şeyim uyumlu diyebilen bir zatı muhteremdi. Bir gün sohbetimizde şu cümleleri hala kulaklarımda:
“ Aksaray çok güzel bir şehir, insanları çok mükemmel. Kavga yok gürültü yok, iktidarında da muhalefetinde çok hoş insanları var. Siz başka şehirler görmemişiniz, şehrinizin ve insanlarınızın kıymetini bilin. Ben burada hiçbir şekilde kendimi yabancı hissetmiyorum, Aksaray’ı çok seviyorum insanlarını da çok seviyorum” derdi.
Bürokratik işlemleri hiç sevmez, işlerin uzamasına hiç tahammül edemeyen bir yapısı vardı. Yapılacak hizmetlerin bir an evvel yapılmasını isterdi. Brisa’nın gelmesi için nasıl gayret sarf ettiğini çok yakından biliyorum. Onun döneminde ilimize birçok yatırımlar geldi.
Aksaray için yapılacak en ufak bir yatırımcının ayağına kadar giden bir hizmet adamı idi. Aksaraylı işadamlarını il dışında ziyaret ederek Aksaray’a yatırım için gayret sarf ederdi.
İlk defa Aksaray tanıtım günlerini yaparak Aksaray’ın tanıtımına büyük katkı sağlamıştır. Yeri geldiğinde masaya yumruğunu vurarak yapılacak işin üzerine giderdi. İki gün önce Ak Parti kurmayları ile beraber ziyaret ettiğimizde yeni yapılacak hastanenin ihale tarihinin belli olmasına Aksaraylıdan daha çok sevindiğini ve “ihale tarihi belli oldu ya gerisi önemli değil” diye sevindiğini bizzat gördüm.
İl koordinasyon toplantısında daire müdürlerine yapılacak işlerde müdahale ederek, bir an evvel işlerin yapılmasını isterdi. “Paranız yoksa isteyin Milletvekillerimize alo diyorum hiçbir talebimize hayır demeden ödenek çıkarıyorlar. Sayın Başbakan gönderdiğim paraları halkımız için harcayın, lazım olunca yine isteyin diyor. Sizler vatandaşa hizmet için gönderilen paraları harcamıyorsun, turşusunu mu kuracaksınız? Boğazınızdan geçirmeyin vatandaşa hizmet için çalışın arkanızdayım, korkmayın” diye çıkışırdı.
Kendisini ilgilendirmediği halde iki sivil toplum kuruluşu arasında bir problem olsa hemen devreye girer onları bir araya getirir uzlaştırırdı. En güzel örneği önümüzdeki günlerde yapılması planlanan tarım fuarı için yaptığı birlik beraberlik kucaklaştırması idi.
Geli gelmez kış için Özel idarenin bölgelere şantiye açmasını sağlayarak. Bir merkezden değil bölgesel yapacağımız çalışmalarla vatandaşa daha çabuk hizmet götürülmesini isteyerek şantiyeler kurdu. 2013 yılında ilk defa il ve ilçelerimizde en ufak bir çukurlu yol bırakmadan asfaltladı.
Bir yılda hanımefendi ile beraber zannedersem uğramadığı ve gitmediği kasaba ve köy bırakmadı. Sosyal ve çalışkan bir eşinin olması ayrı bir şanstı, oda bir gün olsun evinde oturmadı. Fahir fukarayı evinde ziyaret ederek tespit edip elinden tutan bir hanımefendi. Ben her zaman şunu dedim, Aksaray’ı en çok gezen benim ama bana rakip şimdi Gülhan Altınok hanımefendi çıktı demiştim. Bir yılda gezmediği ayak basmadığı kasaba köy bırakmamıştır.
Anlatılacak o kadar şey var ki buraya sığmaz, bir yılda Aksaraylıların gönlünü fethedip sokakta pazarda eşi ile dolaşan bir valimiz gelmişti onu kaybettik. Kısacası tadına doyamadan elimizden aldılar. Kendisine yeni görevinde başarılar diliyorum ve dualarımız kendisi ile olacaktır.
Tayinini duyar duymaz kendilerini aradım, üzüntülerimi ilettim. Çünkü geleli henüz 16 ay olmuştu, tadına doyamadan gitti. O akşam inanın canım hiçbir şey istemedi, sanki bir yakınım vefat etmiş gibi üzüldüm ve yas tuttum desem daha doğru olur.
Kendisini aradığımda şunları söyledi: “ hayırlısı olsun üzüntülerinizi biliyorum, bana yapacağınız en büyük destek dua edin” oldu. Çok yoğunluk içinde olmasına rağmen kısa bir görüşme yaptığım Sayın Altınok Aksaray için büyük bir şanstı. Duyan bütün Aksaraylı üzüldü, aldığım telefonlardan biliyorum.
Öyle bir güzel iletişimi vardı ki, onu kısa sürede sevmeyen konuşmayan yoktu. İktidar partisi ile iyi bir uyum içinde olması ve parti içi dengeleri fevkalade idare etmesi kıvrak zekâsının bir ürünü idi. Aynı diyalog ve dostluğu bütün muhalefet partileri içinde geçerli. Partili partisiz herkesle iyi bir diyaloğu olan bir vali idi. Gidişine zannedersem muhalefet partileri de üzülmüştür, onları da kucaklardı.
Kendisini çok yakından tanıyan ve özel sohbetlerle güzel hatıralarımız olan dost bir insandı. Aksaray’ı çok seven ve Aksaray’la her şeyim uyumlu diyebilen bir zatı muhteremdi. Bir gün sohbetimizde şu cümleleri hala kulaklarımda:
“ Aksaray çok güzel bir şehir, insanları çok mükemmel. Kavga yok gürültü yok, iktidarında da muhalefetinde çok hoş insanları var. Siz başka şehirler görmemişiniz, şehrinizin ve insanlarınızın kıymetini bilin. Ben burada hiçbir şekilde kendimi yabancı hissetmiyorum, Aksaray’ı çok seviyorum insanlarını da çok seviyorum” derdi.
Bürokratik işlemleri hiç sevmez, işlerin uzamasına hiç tahammül edemeyen bir yapısı vardı. Yapılacak hizmetlerin bir an evvel yapılmasını isterdi. Brisa’nın gelmesi için nasıl gayret sarf ettiğini çok yakından biliyorum. Onun döneminde ilimize birçok yatırımlar geldi.
Aksaray için yapılacak en ufak bir yatırımcının ayağına kadar giden bir hizmet adamı idi. Aksaraylı işadamlarını il dışında ziyaret ederek Aksaray’a yatırım için gayret sarf ederdi.
İlk defa Aksaray tanıtım günlerini yaparak Aksaray’ın tanıtımına büyük katkı sağlamıştır. Yeri geldiğinde masaya yumruğunu vurarak yapılacak işin üzerine giderdi. İki gün önce Ak Parti kurmayları ile beraber ziyaret ettiğimizde yeni yapılacak hastanenin ihale tarihinin belli olmasına Aksaraylıdan daha çok sevindiğini ve “ihale tarihi belli oldu ya gerisi önemli değil” diye sevindiğini bizzat gördüm.
İl koordinasyon toplantısında daire müdürlerine yapılacak işlerde müdahale ederek, bir an evvel işlerin yapılmasını isterdi. “Paranız yoksa isteyin Milletvekillerimize alo diyorum hiçbir talebimize hayır demeden ödenek çıkarıyorlar. Sayın Başbakan gönderdiğim paraları halkımız için harcayın, lazım olunca yine isteyin diyor. Sizler vatandaşa hizmet için gönderilen paraları harcamıyorsun, turşusunu mu kuracaksınız? Boğazınızdan geçirmeyin vatandaşa hizmet için çalışın arkanızdayım, korkmayın” diye çıkışırdı.
Kendisini ilgilendirmediği halde iki sivil toplum kuruluşu arasında bir problem olsa hemen devreye girer onları bir araya getirir uzlaştırırdı. En güzel örneği önümüzdeki günlerde yapılması planlanan tarım fuarı için yaptığı birlik beraberlik kucaklaştırması idi.
Geli gelmez kış için Özel idarenin bölgelere şantiye açmasını sağlayarak. Bir merkezden değil bölgesel yapacağımız çalışmalarla vatandaşa daha çabuk hizmet götürülmesini isteyerek şantiyeler kurdu. 2013 yılında ilk defa il ve ilçelerimizde en ufak bir çukurlu yol bırakmadan asfaltladı.
Bir yılda hanımefendi ile beraber zannedersem uğramadığı ve gitmediği kasaba ve köy bırakmadı. Sosyal ve çalışkan bir eşinin olması ayrı bir şanstı, oda bir gün olsun evinde oturmadı. Fahir fukarayı evinde ziyaret ederek tespit edip elinden tutan bir hanımefendi. Ben her zaman şunu dedim, Aksaray’ı en çok gezen benim ama bana rakip şimdi Gülhan Altınok hanımefendi çıktı demiştim. Bir yılda gezmediği ayak basmadığı kasaba köy bırakmamıştır.
Anlatılacak o kadar şey var ki buraya sığmaz, bir yılda Aksaraylıların gönlünü fethedip sokakta pazarda eşi ile dolaşan bir valimiz gelmişti onu kaybettik. Kısacası tadına doyamadan elimizden aldılar. Kendisine yeni görevinde başarılar diliyorum ve dualarımız kendisi ile olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.