Sayın Başbakanımız Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na adaylığı resmen açıklandı. Salı günü çok duygusal bir konuşma yaparak veda etti diyebilirim. Ben bu konuşmadan bazı satırbaşlarını sizlerle paylaşacağım. Konuşmasında, “ ben bu işe 60 yaşında başlamadım 18 yaşından bu yana siyasetin içindeyim” demesi. Ekmeleddin bey...e sanki bir gönderme idi. Tabi duygusal konuşması içinde yaptığı konuşmaya gözyaşlarını tutamayanlar oldu.
Bundan sonraki süreçte büyük bir ihtimalle ilk turda Sayın Başbakan Cumhurbaşkanı olacak. Hükümeti ise büyük bir ihtimalle yine Sayın Bülent Arınç seçime kadar götürecek. Bundan sonra ise Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül partinin başına geçecek. Pazar günü kendisi ile söyleşi yaptığım Milletvekili Sayın Ali Rıza Alaboyunda bu süreci teyit etmişti. Hatta bana şunu söyledi geçen hafta içinde Sayın Başbakanın adaylığı teklifini imzaladıklarını ve teklifin hazır olduğunu söylemişti.
Seçim sürecinde zannedersem Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Başbakan muhatap bile almayacaktır. Seçimi normal götürerek birinci turda kazanacaktır. Kendi içlerinden aday bile çıkaramayan muhalefet meydanlarda neyi savunacak bunu anlamak mümkün değildir. Salı günkü konuşmasından Sayın Başbakanın satır başları ise şunlardı:
“Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, demokrasimiz açısından çok büyük bir adımdır. Bu adım, basit, teknik bir değişiklik değildir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, bir tarihin, vesayetler tarihinin bu ülkede kapatılmasıdır. 10 Ağustos'ta sadece 12'nci Cumhurbaşkanı seçilmeyecek, 10 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesiyle aynı zamanda kara bir dönem, vesayetler dönemi de kapanmış olacak.
Siyasi iktidarın karşısında duracak, halkın karşısında devleti temsil edecek bir Cumhurbaşkanı seçmiyoruz, halk tarafında bir Cumhurbaşkanı göreve gelecek. Şu anda çatı ne diyor? "Cumhurbaşkanının siyaset dışından olmasını savunuyor. Cumhurbaşkanının siyaset dışı olmasını savunmak, bir defa siyaseti inkâr etmektir. Cumhurbaşkanının siyaset dışından olmasını savunmak, İsmet İnönü'nün, Cemal Gürsel'in yaptığı gibi vesayeti savunmaktır.
Türkiye'de 27 Mayıs 1960 müdahalesinin bir izi daha inşallah siliniyor. Cumhurbaşkanlığının milleti temsil eden bir makam haline dönüşmesiyle Türkiye, vesayet zincirinin en önemli halkasından kurtuluyor.
Bir kesimin, bir partinin değil, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olacağız. Hiç kimsenin endişesi olmasın. 10 Ağustos'ta AK Partililerin, CHP, MHP, HDP'ye gönül verenlerin, Meclis içindeki ve dışındaki tüm siyasi görüşlerin oylarına talip olduğumuzu, onların da oylarını alacağıma inanıyorum. Görevim süresince tek ama tek gayem 77 milyona hizmet üretilmesini sağlamak olacaktır.
Paralel devlet yapılanmasıyla mücadelenin, Cumhurbaşkanlığı dönemimizde çok daha güçlü, çok daha koordineli süreceğini özellikle ifade etmek isterim. Milletin birliğinin yanında, ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm girişimlere karşı Cumhurbaşkanının birincil derecede görevi vardır. Paralel devlet yapılanmasına asla müsamaha göstermeyeceğiz.
Bu mücadelenin içinde 18 yaşından itibaren bulunan bir kardeşinizim. Siyasi tarihimiz boyunca eline silah alanlardan, şiddeti bir yol ve yöntem olarak seçenlerden, fikirsiz siyaseti eşkıyalık ile örtenlerden olmadık. Odamıza koyulan dinleme cihazları bizi yolumuzdan vazgeçiremedi. En alçakça saldırılara, nankörlüğe maruz kaldık, yine vazgeçmedik.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eşi ve çocuklarından başlayarak, tüm dava ve yol arkadaşlarından helallik istedi. Çocukken kızının bıraktığı "Babacığım bir geceni de bize ayırır mısın?" yazılı pusulasını anan Erdoğan şöyle devam etti: "Ben onlardan hep razı oldum. Onların da kendilerine yeterince vakit ayıramadığım için beni affetmelerini, benden razı olmalarını dilerim. Teşkilatım içinde istemeden kırdığımız kardeşlerim varsa onlardan af diliyorum Teşkilatımızın tüm mensuplarından, tüm çalışanlarından helallik diliyorum” dedi.
Memleketimiz ve ülkemiz için hayırlı olsun diyor, Allah ülkemizi kaos ve şerlerden korusun. Amin.
Bundan sonraki süreçte büyük bir ihtimalle ilk turda Sayın Başbakan Cumhurbaşkanı olacak. Hükümeti ise büyük bir ihtimalle yine Sayın Bülent Arınç seçime kadar götürecek. Bundan sonra ise Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül partinin başına geçecek. Pazar günü kendisi ile söyleşi yaptığım Milletvekili Sayın Ali Rıza Alaboyunda bu süreci teyit etmişti. Hatta bana şunu söyledi geçen hafta içinde Sayın Başbakanın adaylığı teklifini imzaladıklarını ve teklifin hazır olduğunu söylemişti.
Seçim sürecinde zannedersem Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Başbakan muhatap bile almayacaktır. Seçimi normal götürerek birinci turda kazanacaktır. Kendi içlerinden aday bile çıkaramayan muhalefet meydanlarda neyi savunacak bunu anlamak mümkün değildir. Salı günkü konuşmasından Sayın Başbakanın satır başları ise şunlardı:
“Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, demokrasimiz açısından çok büyük bir adımdır. Bu adım, basit, teknik bir değişiklik değildir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, bir tarihin, vesayetler tarihinin bu ülkede kapatılmasıdır. 10 Ağustos'ta sadece 12'nci Cumhurbaşkanı seçilmeyecek, 10 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesiyle aynı zamanda kara bir dönem, vesayetler dönemi de kapanmış olacak.
Siyasi iktidarın karşısında duracak, halkın karşısında devleti temsil edecek bir Cumhurbaşkanı seçmiyoruz, halk tarafında bir Cumhurbaşkanı göreve gelecek. Şu anda çatı ne diyor? "Cumhurbaşkanının siyaset dışından olmasını savunuyor. Cumhurbaşkanının siyaset dışı olmasını savunmak, bir defa siyaseti inkâr etmektir. Cumhurbaşkanının siyaset dışından olmasını savunmak, İsmet İnönü'nün, Cemal Gürsel'in yaptığı gibi vesayeti savunmaktır.
Türkiye'de 27 Mayıs 1960 müdahalesinin bir izi daha inşallah siliniyor. Cumhurbaşkanlığının milleti temsil eden bir makam haline dönüşmesiyle Türkiye, vesayet zincirinin en önemli halkasından kurtuluyor.
Bir kesimin, bir partinin değil, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olacağız. Hiç kimsenin endişesi olmasın. 10 Ağustos'ta AK Partililerin, CHP, MHP, HDP'ye gönül verenlerin, Meclis içindeki ve dışındaki tüm siyasi görüşlerin oylarına talip olduğumuzu, onların da oylarını alacağıma inanıyorum. Görevim süresince tek ama tek gayem 77 milyona hizmet üretilmesini sağlamak olacaktır.
Paralel devlet yapılanmasıyla mücadelenin, Cumhurbaşkanlığı dönemimizde çok daha güçlü, çok daha koordineli süreceğini özellikle ifade etmek isterim. Milletin birliğinin yanında, ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm girişimlere karşı Cumhurbaşkanının birincil derecede görevi vardır. Paralel devlet yapılanmasına asla müsamaha göstermeyeceğiz.
Bu mücadelenin içinde 18 yaşından itibaren bulunan bir kardeşinizim. Siyasi tarihimiz boyunca eline silah alanlardan, şiddeti bir yol ve yöntem olarak seçenlerden, fikirsiz siyaseti eşkıyalık ile örtenlerden olmadık. Odamıza koyulan dinleme cihazları bizi yolumuzdan vazgeçiremedi. En alçakça saldırılara, nankörlüğe maruz kaldık, yine vazgeçmedik.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eşi ve çocuklarından başlayarak, tüm dava ve yol arkadaşlarından helallik istedi. Çocukken kızının bıraktığı "Babacığım bir geceni de bize ayırır mısın?" yazılı pusulasını anan Erdoğan şöyle devam etti: "Ben onlardan hep razı oldum. Onların da kendilerine yeterince vakit ayıramadığım için beni affetmelerini, benden razı olmalarını dilerim. Teşkilatım içinde istemeden kırdığımız kardeşlerim varsa onlardan af diliyorum Teşkilatımızın tüm mensuplarından, tüm çalışanlarından helallik diliyorum” dedi.
Memleketimiz ve ülkemiz için hayırlı olsun diyor, Allah ülkemizi kaos ve şerlerden korusun. Amin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.