Aksaray uzun süre valisiz vekâletle devam ederken sonunda yeni valimiz Sayın Şeref Ataklı ilimize atanarak görevine başladı. Ben öncelikle Sayın Valimize hoş geldiniz diyor yeni görevinde başarılar diliyorum. Henüz kendilerini görüp tanışma imkânım olmadı, ilk dönemler yoğun olduklarını biliyorum. İleriki günlerde tanışma imkânı bulacağımı tahmin ediyorum. Ama ilk işlerinin ilçelerimizi gezerek bilgiler alması çok güzel.
Sayın Valimiz göreve başladıktan sonra bazı okurlar Vali Beyi soruyorlar nasıl birisi diye. Bende bekleyip görelim zaman en iyi ayna diyorum. Zannedersem kulakları çınlasın Selami Altınok gelmeden bir yazı yazmıştım bana bekle sonra mahcup olursun demişlerdi.
Sayın Altınok hakkında yazdığım yazıdan dolayı hiç mahcup olmadım aksine mutlu oldum. Beni haklı çıkardığı için değil Bütün Aksaraylı onu çok sevdiği için. 1.5 yılda öyle bir ilin yedisinden yetmişinin kalbinde taht kurup sevgisini kazanmak kolay değil.
Onun için kendisi gelmeden yazdığım yazıdan dolayı çok mutluyum. Sayın Ataklı ile ilgili neden yazmadığıma gelince kendisini tanımıyorum. Önceden de aldığım bir bilgi ve tüyo yok, o zaman kendisi hakkında olumlu ya da olumsuz bir şey söylemek için henüz erken diyorum. Çünkü en az bir altı ay çalışmalarını görmemiz lazım.
Ama Sayın Ataklıya azda olsa biraz Altınok ile ilgili bilgi vereyim. Sayın valim Selami Bey çok kısa zamanda Aksaray halkı ile kaynaştı. Nedeni ise bizim ilimiz sakin ve olaysız bir il. Eşiyle çocuklarıyla şehrin alışveriş merkezlerinde sokakta vatandaşla beraber olurdu. Sokakta boyacıya ayakkabısını boyatır, simitçiden simit alır, bir pastanede eşi ile oturur dondurma yer. Kendileri sürekli halkın içinde olan ve insanlarla iletişim kuran bir yöneticiydi.
Gece kalkar herhangi bir yere eşiyle gider dolaşır oturur vatandaşla sohbet ederdi. Hele eşleri hanımefendi çok sosyal, ilimizin her bölgesi ilçeler dahil ayak basmadığı yer yoktur. Nerede hangi köyde bir ihtiyaç sahibi varsa bizzat gider bulur yardımcı olurdu. Hanımlarla eğlence yerleri gezmek yerine o hep fakir fukara peşinde idi.
Benim Aksaray Tarihini yazmam ve birçok bölgemizin belgeselini çekmem nedeni ile adım evliya çelebiye çıkmasına rağmen. Aksaray’da benim bir rakibim vardı oda Sayın Gülhan Altınok’tu. Nereye gitsem, hangi köye uğrasam mutlaka bir gün Gülhan hanım orada.
Zaman zaman Sayın Valimizle beraber gezerek ona eşlik ederdi. Bunları yazarken belki Sayın Altınok’a çok yakın olmam nedeni ile abartı diyen olabilir ama. Aksaray’da muhalefeti ile iktidarı ile herkesi kucaklar, bir olumsuzluk ve çekişmeler olursa onların arasını bulur babalık yapardı. Kısa zamanda ilimizin her konusuna vakıf olup meselelerine hakim olmuştu.
Bütün birimleri avucunun içi gibi bilir nerede ise birim müdürleri kadar onların konularında bilgi sahibi idi. Gelen hiçbir yatırımı kaçırmaz ilimize kazandırırdı. Brisa gibi bir fabrikanın Aksaray’a kazandırılmasında nasıl gayretleri olduğunu çok yakından biliyorum.
İlimizde ne iktidar nede muhalefet partilerinin iç çekişmelerine karışmaz bir denge olurdu. Kendileri bir halk adamı insanlarla arasına mesafe koymaz herkesi kucaklardı. Çok önemli bir programı olmazsa her programa katılırdı.
İlk defa gurbetçilerimiz gelmeden bütün ilin yollarının asfaltlanmasını isteyerek bunu sağlamıştır. Bürokratik işlemleri hiç sevmez işlerin zamanında yapılmasını isterdi.
Kendisinin İstanbul’a Emniyet Müdürü olmasından sonra Aksaraylı çok kısa zamanda gitti diye çok üzüldü. Aslında gittiği görev çok önemli bir görevdi ama onun gidişi Aksaray’ı çok üzmüştü. Kendisi de ilimizi çok sevmişti, bende umarım ömrü uzun olur demiştim, ama kısa oldu. Orası bizim bir uzantımız olan Aksaray’dan ismini almış bir parçamızdı. Aksaray’ın tanıtımı için çok gayret sarf etmiş ve ilk defa tanıtım günlerine parmak bastı.
Sayın çiçeği burnundaki Valimiz Ataklıya bunları yazmamdaki neden ona yol gösterme değildir. Neden Altınok’u Aksaraylı sevdi hatırlatmaktı. Kendilerini yakinen tanımıyoruz belki bizlere Sayın Altınok’u aratmayacaktır. Benim şahsen Altınok’la herhangi bir kişisel talebim olmadığı gibi, o merdivenleri çok çıkan biriside değilim. Umarım bize Altınok’u aratmayacak bir başarı ve sevgiyi yaşatırsın diyor, tekrar ilimize hoş geldiniz diyorum.
Sayın Valimiz göreve başladıktan sonra bazı okurlar Vali Beyi soruyorlar nasıl birisi diye. Bende bekleyip görelim zaman en iyi ayna diyorum. Zannedersem kulakları çınlasın Selami Altınok gelmeden bir yazı yazmıştım bana bekle sonra mahcup olursun demişlerdi.
Sayın Altınok hakkında yazdığım yazıdan dolayı hiç mahcup olmadım aksine mutlu oldum. Beni haklı çıkardığı için değil Bütün Aksaraylı onu çok sevdiği için. 1.5 yılda öyle bir ilin yedisinden yetmişinin kalbinde taht kurup sevgisini kazanmak kolay değil.
Onun için kendisi gelmeden yazdığım yazıdan dolayı çok mutluyum. Sayın Ataklı ile ilgili neden yazmadığıma gelince kendisini tanımıyorum. Önceden de aldığım bir bilgi ve tüyo yok, o zaman kendisi hakkında olumlu ya da olumsuz bir şey söylemek için henüz erken diyorum. Çünkü en az bir altı ay çalışmalarını görmemiz lazım.
Ama Sayın Ataklıya azda olsa biraz Altınok ile ilgili bilgi vereyim. Sayın valim Selami Bey çok kısa zamanda Aksaray halkı ile kaynaştı. Nedeni ise bizim ilimiz sakin ve olaysız bir il. Eşiyle çocuklarıyla şehrin alışveriş merkezlerinde sokakta vatandaşla beraber olurdu. Sokakta boyacıya ayakkabısını boyatır, simitçiden simit alır, bir pastanede eşi ile oturur dondurma yer. Kendileri sürekli halkın içinde olan ve insanlarla iletişim kuran bir yöneticiydi.
Gece kalkar herhangi bir yere eşiyle gider dolaşır oturur vatandaşla sohbet ederdi. Hele eşleri hanımefendi çok sosyal, ilimizin her bölgesi ilçeler dahil ayak basmadığı yer yoktur. Nerede hangi köyde bir ihtiyaç sahibi varsa bizzat gider bulur yardımcı olurdu. Hanımlarla eğlence yerleri gezmek yerine o hep fakir fukara peşinde idi.
Benim Aksaray Tarihini yazmam ve birçok bölgemizin belgeselini çekmem nedeni ile adım evliya çelebiye çıkmasına rağmen. Aksaray’da benim bir rakibim vardı oda Sayın Gülhan Altınok’tu. Nereye gitsem, hangi köye uğrasam mutlaka bir gün Gülhan hanım orada.
Zaman zaman Sayın Valimizle beraber gezerek ona eşlik ederdi. Bunları yazarken belki Sayın Altınok’a çok yakın olmam nedeni ile abartı diyen olabilir ama. Aksaray’da muhalefeti ile iktidarı ile herkesi kucaklar, bir olumsuzluk ve çekişmeler olursa onların arasını bulur babalık yapardı. Kısa zamanda ilimizin her konusuna vakıf olup meselelerine hakim olmuştu.
Bütün birimleri avucunun içi gibi bilir nerede ise birim müdürleri kadar onların konularında bilgi sahibi idi. Gelen hiçbir yatırımı kaçırmaz ilimize kazandırırdı. Brisa gibi bir fabrikanın Aksaray’a kazandırılmasında nasıl gayretleri olduğunu çok yakından biliyorum.
İlimizde ne iktidar nede muhalefet partilerinin iç çekişmelerine karışmaz bir denge olurdu. Kendileri bir halk adamı insanlarla arasına mesafe koymaz herkesi kucaklardı. Çok önemli bir programı olmazsa her programa katılırdı.
İlk defa gurbetçilerimiz gelmeden bütün ilin yollarının asfaltlanmasını isteyerek bunu sağlamıştır. Bürokratik işlemleri hiç sevmez işlerin zamanında yapılmasını isterdi.
Kendisinin İstanbul’a Emniyet Müdürü olmasından sonra Aksaraylı çok kısa zamanda gitti diye çok üzüldü. Aslında gittiği görev çok önemli bir görevdi ama onun gidişi Aksaray’ı çok üzmüştü. Kendisi de ilimizi çok sevmişti, bende umarım ömrü uzun olur demiştim, ama kısa oldu. Orası bizim bir uzantımız olan Aksaray’dan ismini almış bir parçamızdı. Aksaray’ın tanıtımı için çok gayret sarf etmiş ve ilk defa tanıtım günlerine parmak bastı.
Sayın çiçeği burnundaki Valimiz Ataklıya bunları yazmamdaki neden ona yol gösterme değildir. Neden Altınok’u Aksaraylı sevdi hatırlatmaktı. Kendilerini yakinen tanımıyoruz belki bizlere Sayın Altınok’u aratmayacaktır. Benim şahsen Altınok’la herhangi bir kişisel talebim olmadığı gibi, o merdivenleri çok çıkan biriside değilim. Umarım bize Altınok’u aratmayacak bir başarı ve sevgiyi yaşatırsın diyor, tekrar ilimize hoş geldiniz diyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.